İKİ MONTAJCI

Makine atölyesinin tüm otomatikleri yalnızca her vardiyada iki kişi tarafından bakılır. Ekiplerden biri şu kişilerden oluşur: bu geçtiğimiz günlerde İlk Derece Stalin Ödülü verilen Pavel Nikiforov, ve Sergei Çinenov.

Otomatik fabrikanın bu işçileri kimlerdir? Ne çeşit iş yaparlar -fiziksel ya da zihinsel?

Onların ne konuşma tarzları, ne de iş elbiseleri herhangi bir ipucu sunar: her ikisi de temiz önlük giyinmişlerdir. Böyle derli toplu mavi satıcı iş elbiseleri ustabaşılar, ve dükkan muhasebecileri, ve görevlerini bazen dükkanlarda yapan daire çalışanları tarafından giyilir.

Bu insanların dış görünüşleri bize hiç yardımcı olmadığına göre, kayıt defterine bir bakalım.

Maaş listesinde her ikisinin ismini de ayni kelimeler takip eder: “Montajcı. Yedinci sınıf.”

Demek ki, acaba işçi midirler?

Bu o kadar kolay cevaplandırılacak bir soru değildir.

Nikiforov’la ilgili olarak fabrikadaki mühendisler anlatıyor:

“Pavel Aleksandroviç’e ne görev verilirse verilsin, o her zaman onu yapmanın en rasyonel ve en basit yolunu bulur –her zaman teknolojide yeni bir şey önerir, hemen ona yardımcı olacak bazı buluşlar bulur. Ona bir çizim verirseniz, hemen aletlerini aldığını sanmayın. O çizimi hazır-yapılmış bir görev olarak kabul etmez, ama kontrol edilecek bir materyal olarak kabul eder. Herhangi bir işçi tasarımcının hatasını yalnızca metali işlerken farkeder, ama Pavel Aleksandroviç onu çizimde bulur. Bu bir mühendisin gözünü gerektirir. Ve eğer o bir öneriyi anlatıyorsa veya sizin herhangi bir şeyde yanlış olduğunuzu ispatlamaya çalışırsa, cebinden bir kalem alır ve müsveddesini hazırlar –çizmez, ama müsveddesini hazırlar.”

Tecrübeli bir işçi sık sık bir makinede bazı düzeltmeler yapmak gerekliliğini farketmede bir mühendisten daha çabuktur. Ama her işçi ne yapılacağına ve nasıl yapılacağına karar verebilen kişi değildir. Girişimlerin rasyonelleştirilmesinin işçiler ve mühendisler arasında o kadar genel olmasının nedeni bu yüzdendir. Nikiforov ayrıca otomatik makinenin tasarımında birçok değişiklikler yapmıştır. Ama o her zaman onları kendisi düşünür ve her zaman ne yapılacağını ve nasıl yapılacağını gösterir.

Fabrika, örneğin, bir defasında sorumlu operasyon sırasında pistonu pozisyonda tutacak güvenilir bir aygıtın eksikliğinden dolayı büyük zorluklar içinde idi.

Sonunda böyle bir aygıt Nikiforov tarafından icat edildi. O yalnızca fikri düşünmekle kalmadı, ama bütün detaylarıyla taslağını hazırladı ve teorik argümanda yararlarını kanıtladı. Ve o düşüncesini metale büründürdü. Ve aygıt denendikten ve tekrar denendikten sonra, komisyon kararını verdi: “Bu problemimizin doğru çözümüdür.”

Ve Çinenov hakkında sorduğumuzda fabrikada mühendisler “Sergei Petroviç hidroliklerde ustadır. O herhangi bir mühendis kadar onu iyi bilir. Dahası, onu bir şekilde hisseder, biz ise ne yazık ki hala hissetmeyiz. Bizim tüm esas hidrolik mekanizmalarımızı ayarlayan, ve onun üstünde çalışırken birçok iyileştirmeler yapan odur. Onun bilgisi ve tecrübesi olmadan çok daha fazla zor zamanımız olacaktı.” diyorlar.

Kısa bir süre önce Çinenov müdür ofisine çağrıldı ve kendisine mühendisin mevkisi olan bölüm başkanlığı mevkisi önerildi.

Bu nedenle, onlar nedirler: el emekçileri yoksa entellektüel işçiler?

Büyük Rus yazarı Maksim Gorki bir defasında en başta gelen Sovyet işçileri gösterdi ki “... el beyine öğretir, ondan sonra zekası artmış beyin ele öğretir; ondan sonra daha zeki olmuş olan el, yine, ve şimdi büyük bir oranda, manevi güçlerinin gelişmesine yardım eder.”

Bizim günlerimizde, ve özellikle otomatik fabrika gibi bir işletmede, bu iki kişinin işçi mi entellektüel mi olduklarını söylemek çok zordur.