Krakov'da Bir Mayıs Günleri Broşürüne Önsöz

V.İ. LENİN

Bu broşür, 1900’de, Krakov’da kutlanan Bir Mayıs gösterilerinin bir anlatımını içermektedir; Rusya Sosyal-Demokratik İşçi Partisi Krakov Komitesi tarafından, işçilerin gönderdiği açıklamalar temelinde kaleme alınmıştır. Bir gazete haberi olarak bize gönderilmişti, fakat büyüklüğünden dolayı ve ayrıca bu yolla daha geniş dağıtımının sağlanması mümkün olacağı için ayrı bir broşür olarak yayınlamayı düşünüyoruz. Altı ay içinde, Rusya işçileri yeni yüzyılın ilk yılının Bir Mayıs’ını kutlayacaklar ve kutlamaların mümkün olduğunca büyük sayıda merkezlerde ve mümkün olduğunca görkemli bir şekilde olması için kutlamaları örgütlemeye koyulmanın zamanıdır. Bu kutlamalar, yalnızca katılanların sayısı açısından değil ama kutlamalara katılanların göstereceği örgütlü karakter ve sınıf-bilinci açısından ve Rusya halkının siyasal özgürlüğü ve dolayısıyla proletaryanın sınıf gelişmesi ve sosyalizm için açık mücadeleye özgür olanak sağlayacak kararlı bir mücadeleyi başlatmak yönündeki azimlilikleri açısından da görkemli olmalıdır. Önümüzdeki Bir Mayıs kutlamaları için hazırlanmanın zamanıdır ve en önemli hazırlık önlemlerinden biri Rusya’da Sosyal-Demokratik hareketin hali hazırda ne başardığını öğrenmeyi, genelde hareketimizin ve özelde Bir Mayıs hareketinin eksikliklerini incelemeyi, bu eksiklikleri yoketmeyi ve daha iyi sonuçlar elde etmeyi düşünüp bulmayı kapsamalıdır.

Krakov’da Bir Mayıs işçi-sınıfının bir festivalinin ne büyük bir siyasi gösteri haline gelebileceğini ve bu kutlamaları sınıf-bilinçli proletaryanın tüm-Rusya gösterisi haline getirmedeki eksikliğimizin ne olduğunu gösterdi. Krakov’daki Bir Mayıs kutlamalarının olağanüstü öneme sahip bir olay yapan nedir? Geniş çapta işçilerin grevlere katılımı, çok büyük kitlelerin sokaklardaki toplantıları, kızıl bayrakların açılması, açıklamalarda öne sürülen taleplerin sunuluşu ve bu taleplerin devrimci karakteri: sekiz saatlik işgünü ve siyasi özgürlük, Rusya işçilerinin siyasal mücadele için henüz gerekli olgunluğa ulaşmadıkları efsanesi, işçilerin temel sorununun salt ekonomik mücadele olması gerektiği ve bu mücadelenin yalnızca az az ve yavaşça kısmi siyasi reformlar ve kısmi siyasi ajitasyonla tamamlanması gerektiği ancak Rusya’nın tüm siyasi sistemine karşı mücadele ile birleştirilmesi gerektiği yolundaki efsane­ bu efsane Krakov’daki Bir Mayıs kutlamalarında tamamıyla yalanlanmıştır. Fakat burada konunun bir başka yönüne dikkatinizi çekmek istiyoruz. Rusya işçilerinin siyasi kapasitelerini Krakov’da Bir Mayıs kutlamalarında bir kez daha göstermiş olmasına rağmen, aynı zamanda, bu kapasitenin tam olarak gelişmesi için neyin eksik olduğunu da açığa çıkarmıştır.

Krakov Sosyal-Demokratları Bir Mayıs kutlamalarına önceden broşürler ve bildiriler dağıtmakla hazırlanmaya çalıştılar ve işçiler genel gösteri için ve Konnaya Meydanı’nda yapılacak konuşmalar için bir plan hazırladılar. Bu plan niçin başarılı olmadı? Krakov’lu yoldaşlara göre bunun nedeni sınıf bilinçli sosyalist işçilerin “genel kurmay”ının güçlerini eşit olarak dağıtmaması, bir fabrikada daha çok, bir fabrikada daha az olmaları; ve dahası, tabii ki, işçileri bölmek için ellerinden gelen herşeyi yapan “yetkililerin” “işçilerin planını bilmesinden” dolayı idi. Çıkarılacak olan sonuç açıktır: örgütlenmeden yoksunuz. İşçi kitleleri uyandırılmıştı ve sosyalist liderleri takip etmeye hazırdı; fakat “genel kurmay” tüm mevcut sınıf-bilinçli işçilerin güçlerini gereği gibi dağıtabilecek ve böylece, yalnızca yetkililer (hakim sınıflar) tarafından değil, fakat örgüt dışındaki tüm kişiler tarafından da hazırlanan eylem planlarının bilinmez kalması gerekli gizliliğini sağlayabilen sağlam bir çekirdeği örgütleyemedi. Bu örgüt, devrimci bir örgüt olmalıdır. Sosyal-Demokratik işçi-sınıfı hareketinin görevlerini açıkça kavrayan ve bugünkü siyasi sisteme karşı kararlı bir mücadele içinde yer almayı kararlaştıran erkek ve kadınlardan oluşmalıdır. Bu örgüt, Rusya devrimci aydınlarının onlarca yıllık devrimci tecrübesi ve sosyalist bilgisi ile işçi sınıfının yaşam ve koşulları hakkındaki bilgiyi ve ileri işçilere has kitleler arasında ajitasyon yapma ve onlara önderlik getirme yeteneğini kendi bünyesinde birleştirmelidir. İşçi ve aydın arasında suni bir­ ayrılık yaratmaya değil, “saf işçiler” örgütü oluşturmaya değil, fakat, herşeyden önce, yukarıda belirtilen birleşmeyi gerçekleştirmek esas amacımız olmalıdır. Bu bağıntıda G.V. Plekhanov’un aşağıdaki sözlerini aktarma iznini kendimizde buluyoruz:

“Bu eylem (ajitasyon) için gerekli bir şart hali hazırda varolan devrimci güçlerin sağlamlaştırılmasıdır. Çalışma çevrelerinde propaganda birbirleriyle hiç bir karşılıklı teması bulunmayan ve hatta birbirinin varlığından kuşkulanmayan erkek ve kadınlar tarafından yürütülebilir; örgütlenme yoksunluğu açıktır ki her zaman propagandayı da etkiler, fakat onu olanaksız kılmaz. Yine de, büyük bir sosyal altüst oluş döneminde, siyasi atmosfer elektriklendiği zaman, kah orada, kah burada, en çeşitlilikle görülemeyen nedenlerden devrimci fırtınayı müjdeleyen artan sıklıkta patlamalar­ olduğu zaman -bir tek sözle, ya ajite yapmak ya da kenarda durmak gerektiği zaman, böyle bir zamanda yalnızca örgütlü devrimci güçler olayların ilerleyişini ciddi olarak etkileyebilirler.

Böylece birey güçsüz hale gelir: böylece devrimci dava yalnızca daha yüksek düzeyde birimlerin –devrimci örgütlerin omuzlarında daha ileriye götürülebilir.” (G.V. Plekhanov, Açlığa Karşı Mücadelede Sosyalistlerin Görevleri, s. 83 )

Rusya işçi-sınıfı hareketi tarihinde böyle bir dönem, en çeşitli nedenler tarafından bir altüst oluş ve patlamalar dönemi yaklaşmaktadır ve eğer “kenarda” durmak istemiyorsak, tüm çabalarımızı tüm ayrı patlamaları yönlendirmeye ve yaklaşan fırtına (ki Krakov işçisi broşürün sonunda ayrıca değinmektedir) basit bir patlama değil, fakat otokratik hükümete karşı ayaklanmada bütün halkın başında duran proletaryanın bilinçli bir hareketi olmasını sağlayacak bir tüm­ Rusya örgütünün kurulması yönünde çabalarımızı yönlendirmeliyiz.

Devrimci örgütlerimizin yetersiz hazırlığı ve yetersiz birliğini göstermek yanında, Krakov Bir Mayıs kutlamaları, ayrıca bir başka ve daha az önemli olmayan belirtiyi de ortaya çıkarmıştır. “Bir Mayıs festivali ve gösterisi” okuyoruz broşürde, “gerekli hazırlık olmadan beklenmedik bağlantısız çeşitli pratik talepler sundu ve bundan dolayı, genelde başarısızlığa mahkumdu.” Örnek olarak, demiryolu işçileri tarafından öne sürülen talepleri ele alalım, ondört talepten onbiri, bugünkü sistem altında da kolaylıkla elde edilebilecek küçük düzeltmelerle -ücret artışları, saatlerin düşürülmesi, kötüye kullanmaların kaldırılması­ ilgilidir. Bu talepler arasında, onlarla benzer olmakla birlikte, aşağıdaki üç talep de vardır: 4) sekiz-saatlik işgününün uygulanması, 7) Bir Mayıs olaylarından sonra işçilerin zulmedilmesine karşı garanti ve 10) her iki kesim arasındaki anlaşmazlıkları çözecek işçiler ve işverenlerden oluşan ortak bir komitenin oluşturulması. Bu taleplerden ilki (4. nokta) dünya proletaryası tarafından öne sürülen genel bir taleptir; bu talebin öne sürülmesi olgusu Krakov’un ileri işçilerinin dünya sosyalist işçi-sınıfı hareketi ile dayanışmalarını kavradıklarını göstermektedir. Fakat, tam da bu nedenden dolayı, ustabaşları tarafından daha iyi davranış veya ücretlerde yüzde onluk bir artış gibi küçük talepler arasında olmamalıydı. Ücret artışları ve daha iyi davranış için talepler, her ayrı meslekteki işçiler tarafından işverenlere sunulabilir (ve sunulmalıdır); bunlar ayrı kategorideki işçiler tarafından öne sürülen mesleki taleplerdir. Yine de, sekiz-saatlik işgünü için talep tek tek işverenlere değil, bugünkü bütün toplumsal ve siyasal sistemin temsilcileri olarak devlet yönetimlerine, bir bütün olarak kapitalist sınıfa, tüm üretim araçları sahiplerine sunulan, dünya proletaryasının bir talebidir. Sekiz-saatlik işgünü talebi özel bir anlam kazanmıştır. Uluslararası sosyalist hareket ile dayanışmanın açıklamasıdır. İşçilerin, bu farkı kavramalarını sağlamalıyız, böylece sekiz saatlik işgünü talebini bedava demiryolu biletleri, veya bir bekçinin kovulması gibi taleplerin düzeyine düşürmezler. Bütün yıl boyunca işçiler, önce bir yerde ve sonra başka bir yerde, sürekli olarak işverenlerine çeşitli kısmi talepler sunmaktadırlar ve bunların kazanılması için mücadele etmektedirler. Bu mücadelede işçileri desteklerken, sosyalistler her zaman onun tüm ülkelerdeki proletaryanın kurtuluş için mücadelesi ile olan bağını anlatmalıdırlar. Ve Bir Mayıs, işçilerin bu bağı kavradığı ve kararlı olarak mücadelede yer aldıklarını açıkça ilan ettiği bir gün olmalıdır.

Anlaşmazlıkların çözülmesi için bir komitenin oluşturulması çağrısı yapan onuncu talebi ele alalım. İşçilerin ve işverenlerin temsilcilerinden oluşan böyle bir komite, yalnızca eğer seçimler tamamen özgür olursa ve seçilen temsilciler tam bağımsızlığa sahip olursa, tabii ki, yararlı olur. Yönetimin yardakçılarının seçilmesine karşı mücadele yürüten veya güçlü olarak yönetime saldıran ve zorbalığını teşhir eden işçilere yol verilirse, böyle bir komite ne amaca hizmet edecektir? Böyle işçiler yalnızca işten çıkartılmayacak, ama aynı zamanda tutuklanacaklardır. Bundan dolayı, böyle bir komitenin işçilerin, delegelerin hizmetinde olması için, ilk olarak, fabrika yönetiminden tamamen bağımsız olmalıdır; bu, yalnızca, kendi kaynakları olan ve kendi delegelerini korumaya hazır birlikler, birçok fabrikaları kucaklayan özgür işçi birlikleri olduğu zaman başarılabilir. Böyle bir komite, yalnızca, eğer birçok fabrikada, mümkünse belirli bir meslekteki tüm fabrikalarda örgütlenirse yararlı olabilir, ikinci olarak, işçilerin bireyin dokunulmazlığı için garantilerin,yani polis veya jandarma tarafından keyfi olarak tutuklanmayacağının sağlanması gerekir. Zulme karşı işçilerin garanti edilmesi talebi öne sürülmüştü (7. nokta). Fakat işçiler bireyin dokunulmazlığı ve örgütlenme (ki gördüğümüz gibi, komitelerin başarısı için gerekli bir şart) özgürlüğünün garantisini kimden talep edebilirler?Yalnızca devlet yönetiminden, çünkü bireyin dokunulmazlığının ve örgütlenme özgürlüğünün garantisinin yokluğu, Rus devletinin temel yasalarından dolayıdır. Dahası, Rusya’da şimdiki hükümet biçiminden dolayıdır. Rusya’da hükümet biçimi mutlak monarşidir. Çar bir otokrattır, yalnızca o yasaları emreder ve halkın katılımı olmadan, halkın temsilcilerinin katılımı olmadan, tüm yüksek memurları atar. Böyle bir devlet sistemi altında bireyin dokunulmazlığı gibi bir şey olamaz; yurttaşların örgütleri ve özellikle işçi-sınıfı örgütleri özgür olamaz. Bu nedenden dolayı otokratik hükümetten kişinin dokunulmazlığı (ve örgütlenme özgürlüğü) garantisi talep etmek anlamsızdır; çünkü böyle bir talep halkın siyasi özgürlük talep etmesi ile eşanlamlıdır ve otokratik bir hükümet, halkı için siyasi hakların reddini ifade ettiği için tam da otokratik olarak adlandırılmıştır. Yalnızca yasamada ve devletin tüm yönetiminde halkın temsilcileri yer aldığı zaman bireyin dokunulmazlığının (ve örgütlenme özgürlüğünün) garantisinin elde edilmesi mümkün olacaktır. Halkın temsilcileri olan bir organ varolmadığı sürece, otokratik hükümet, işçilere, her zaman, bir eliyle verdiği bazı küçük tavizleri, diğer eliyle geri alacaktır. Krakov’da Bir Mayıs kutlamaları bunun canlı bir kanıtı idi -vali, işçi-sınıfı kitlelerinin taleplerini kabul etti ve tutuklananları serbest bıraktı, fakat bir-iki gün içinde St. Petersburg’tan emir üzerine pek çok işçi yeniden toplatıldı. Kaza ve fabrika yöneticileri delegelere dokunulmazlık “garanti” ederken, jandarmalar onları yakalamakta ve tek tek hapishaneye atmakta veya şehirden sürmektedir! Böyle garantilerin halka yararı nedir?

Bu nedenle işçiler, halkın temsilcilerinin bir meclisini, bir Zemsky Sobor’un toplanmasını çardan talep etmelidir. Krakov’da Bir Mayıs arifesinde dağıtılan manifesto, bu talebi ortaya koydu ve ileri işçilerin bir kesiminin bunun önemini tam anlamı ile kavradığını gördük. Tüm ileri işçilerin bu talebin gerekliliğini açıkça anlamaları ve yalnızca işçi kitleleri arasında değil, fakat işçilerle temasa gelen ve sosyalistlerin ve “şehir” işçilerinin ne için savaştığını bilmek isteyen halkın tüm tabakaları arasında yaymalarını sağlamalıyız. Bu yıl, bir fabrika müfettişi, bir grup işçiye tam olarak ne istediklerini sorduğu zaman, yalnızca bir ses “Bir anayasa!” diye bağırdı; ve bu ses o kadar yalnızdı ki muhabir alaycı bir şekilde rapor sundu: “Bir proleter yumurtladı... “Bir başka muhabir şöyle koydu: “bu cevap “o şartlar altında yarı-komikti” (Raboçeye Dyelo tarafından yayınlanan Krakov’da İşçi Hareketi, Rusya Sosyal-Demokratik İşçi Partisi Krakov Komitesi Raporu,1900, sayfa 14). Aslında, verilen cevapta komik olan herhangi bir şey yoktu. Komik gözükebilecek birşey varsa, o da bu yalnız sesin bütün devlet sisteminde bir değişiklik için yaptığı taleple işgününün yarım saat azaltılması ve ücretlerin çalışma saatlerinde ödenmesi için yaptığı talepler arasındaki uygunsuzluktu. Yine de, bu taleplerle bir anayasa için talep arasında kuşkusuz bir bağ vardır; ve eğer biz, kitlelerin bu bağı anlamalarını sağlarsak (ve kuşkusuz sağlayacağız), o zaman “Bir Anayasa!” çağrısı bir tek kişiden gelmeyecek, fakat binlerce ve yüzbinlerce gırtlaktan gelecektir, artık komik olmayacak, fakat tehdit edici olacaktır. Anlatıldığına göre, Bir Mayıs kutlamaları sırasında Krakov sokaklarında dolaşan bir şahıs, şoföre işçilerin ne istediklerini sormuş ve şoför şöyle cevap vermişti: “sekiz ­saatlik işgünü ve kendi gazetelerini istiyorlar.” O şoför, işçilerin artık yalnızca sadakalarla tatmin olmadıklarını, faka özgür insanlar olmak istediklerini, gereksinmelerini özgürce ve açıkça anlatabilmek istediklerini ve onlar için mücadele etmek istediklerini anlamıştır. Fakat, o yanıt, henüz, işçilerin, bütün insanların özgürlüğü için ve devlet yönetiminde yer alma hakkı için savaştıkları bilincini açığa vurmadı. Çarın, halkın temsilcilerinin bir meclisini toplaması talebi Rusya’nın tüm sanayi merkezlerinde ve fabrika bölgelerindeki işçi kitleleri tarafından tam bir bilinçlilikle ve kesin kararlılıkla tekrarlandığı zaman; işçiler, tüm şehir nüfusunun ve şehirlere gelen kırsal nüfusun sosyalistlerin ne istediğini ve işçilerin ne için savaştığını anladığı safhaya ulaştığı zaman; o zaman, halkın polis zulmünden kurtulacağı muhteşem gün fazla uzak olmayacaktır!

Kasım 1900 başında yazıldı. Ocak 1901’de Iskra tarafından çıkarılan bir broşürde yayınlandı.

Broşürün metnine göre yayınlandı.

V.I. LENİN, TOPLU ESERLER, CİLT 4 (1898-Nisan 1901), s. 357-365, Lawrence & Wishart London, İngilizce Baskı.