XI.Viyana Ayaklanması

VİYANA’DA EKİM AYAKLANMASI 51

ŞİMDİ Paris Haziran ayaklanmasının Almanya’daki devrimci karşılığını oluşturan ve bir tek vuruşla dengeyi karşı-devrimci parti yararına çeviren kesin olaylara, Viyana’daki 1848 Ekim ayaklanmasına geliyoruz.

12 Mart zaferinden sonra Viyana’da çeşitli sınıfların konumunun ne olduğunu görmüştük. Ayrıca, Alman Avusturyası hareketinin, Avusturya’nın Alman-olmayan eyaletlerin-deki hareket içine nasıl karıştığını ve onlar tarafından nasıl engellendiğini de görmüştük. Öyleyse şimdi bize, Alman Avusturyası’ndaki bu son ve çok zorlu ayaklanmaya yol açan nedenler üzerine hızlı bir göz atmaktan başka bir şey kalmıyor.

Metternich hükümetinin resmî-olmayan başlıca zümrelerini oluşturan yüksek aristokrasi ile borsada oynayan burjuvazi, sadece saray, ordu ve bürokrasi sayesinde değil ama daha da çok burjuvazi arasında hızla yayılan “anarşi” korkusu sayesinde, hatta Mart olaylarından sonra bile hükümet [sayfa 76] üzerinde ağır basan bir etkinlik sürdürebilmişlerdi. Az sonra bunlar, bir basın yasası, inanılmaz derecede aristokratik bir anayasa ve eski “devletler”52 bölünmesine dayanan bir seçim yasası biçimi altında, birkaç deney balonu uçurmayı denediler. Anayasacı denen çekingen ve yeteneksiz yarı-liberal bürokratlardan bileşen bakanlar kurulu, 14 Mayıs günü, hükümeti denetleme ve gerektiğinde ona karşı halk güçlerine başvurma özel ereğiyle kurulmuş birlikler olan ulusal muhafız ve akademik lejyon53 delegeleri Merkez komitesini dağıtarak, hatta devrimci yığın örgütlerine karşı doğrudan bir saldırıyı göze almaya bile cesaret etti. Nedir ki bu davranış, hükümeti komiteyi tanımaya, anayasa ve seçim yasasını kaldırmaya ve yeni bir anayasa hazırlama işini genel oyla seçilmiş anayasal bir diyete bırakmaya zorlayan 15 Mayıs ayaklanmasına yol açmaktan başka bir şeye yaramadı. Tüm bunlar, ertesi günü bir imparatorluk bildirisi ile doğrulandı. Bununla birlikte bakanlar kurulunda kendi temsilcileri de bulunan gerici parti, “liberal” meslektaşlarını halk kazanımlarına karşı hemen yeni bir saldırıya girişmeye zorladı. Hareket partisinin kalesi, sürekli bir çalkantı merkezi olan ve işte bu nedenle de Viyana’nın en ılıman burjuvaları tarafından hiç sevilmeyen akademik Lejyon, ayın 26’sında bir bakanlar kurulu kararnamesi ile dağıtıldı. Eğer bu işle bir ulusal muhafız müfrezesi görevlendirilseydi, bu darbe belki başarılı olurdu, ama ulusal muhafıza karşı da güvensizlik besleyen hükümet, işe askeri karıştırdı ve ulusal muhafız hemen hükümete karşı döndü, akademik Lejyon ile birleşti ve böylece hükümet tasarısını” başarısızlığa uğrattı.

Bununla birlikte imparator ve bileliği, 16 Mayısta, Viyana’dan ayrılmış ve Innsbruck’a kaçmışlardı. Ülkelerinin Sardinya-Lombardiya ordusu54 tarafından istila tehlikesi karşısında bağlılığı uyanmış softa Tirolyenlerle çevrilen ve Innsbruck’un havan toplarının menzili içinde olması nedeniyle Radetzky birliklerinin yakınlığı tarafından desteklenen karşı-devrimci parti, dağınık güçlerini her türlü denetim ve gözetimden uzak ve tam bir güvenlik içinde bir araya getirip yeniden kurabileceği ve komplolar ağını tüm ülke üzerine yeniden gerebileceği bir barınağı işte burada buldu. [sayfa 77] Radetzky, Jellachich, Windischgraetz. ve çeşitli eyaletlerin yönetim hiyerarşisi içindeki denenmiş adamlarla yeniden ilişki kuruldu. Slav önderlerle entrikalar düzenlendi. Böylece karşı-devrimci kamarilla emrinde gerçek bir güç oluşturuldu, oysa iktidarsız bakanlar Viyana’da, devrimci yığınlar ile ve az sonra toplanacak Kurucu Meclis oturumlarında ardı arkası gelmez boğuşmalar içinde, çerden çöpten saygınlıklarını yıpratmaya bırakılıyordu. Hareketi bir an için başkentte kendi başına bırakmaya dayanan ve Fransa gibi merkezileşmiş ve türdeş bir ülkede ilerici partinin tam egemenliğini sağlayacak olan siyasa, bu nedenle burada, Avusturya’da, türdeş olmayan bir siyasal yığışım içinde, gericiliğin durumunu kurtarmanın en şaşmaz araçlarından biriydi.

Viyana’da, üç yenilgiden sonra ve genel oya dayanan bir Kurucu Meclis karşısında, sarayın artık korkulacak bir düşman olmadığına inanan burjuvazi, kendini gitgide işlerde bazı bozukluklar sonucu veren zorlu sarsıntılardan sonra bu sınıfı her yerde egemenlik altına alan o bezginliğe, o iç sönüklüğüne, o bitmez tükenmez düzen ve dinginlik çağrısına bıraktı. Avusturya başkentinin sanayii hemen tamamen, devrim ve sermaye kaçışından sonra ister istemez çok düşük bir talebin bulunduğu lüks maddelerle sınırlıdır. Tecimsel gönenci yeniden canlandırmak için güvenilen şeyler olan düzenli bir hükümet sistemine dönme ve sarayın geri geldiğini görme isteği, o sırada burjuvazi içinde yayılıyordu. Temmuzda Kurucu Meclisin toplanması, devrimci dönemin sonu olarak selamlandı; Radetzky’nin İtalya’daki zaferleri55 ve gerici Doblhoff kabinesinin başa geçmesinden sonra, kendini halkın saldırısına karşı meydan okuyacak kadar güçlü gören ve diyetin Slav çoğunluğu ile çevirdiği dolapları iyi bir sonuca bağlamak için Viyana’da bulunması zorunlu olan sarayın geri dönüşü de, aynı biçimde selamlandı. Kurucu diyet, köylülerin feodal kölelik ve soyluluk yararına zorunlu çalışmadan kurtuluşu üzerindeki yasaları tartışırken, saray ustaca bir darbe indirdi, imparator, 19 Ağustos günü, ulusal muhafızı gözden geçirmeye götürüldü; imparatorluk ailesi, saray, generaller, böyle devletin önemli temellerinden biri olarak [sayfa 78] resmen tanındıklarını görmekle gururdan sarhoş olmuş silahlı burjuvalara karşı pohpohçulukta birbirleriyle yarıştılar. Ve hemen sonra, hükümetin o zamana kadar işsiz işçilere yaptığı yardımı kaldıran, kabinenin tek sevilen bakanı Bay Schwarzer tarafından imzalanmış bir kararname yayınlandı. Oyun başarı kazandı; işçi sınıfı bir gösteri yaptı; burjuva ulusal muhafızlar, bakanlarının kararnamesinden yana çıktılar; “anarşistler”e karşı sürüldüler, direnç göstermeyen silahsız işçiler üzerine kaplanlar gibi atıldılar ve 23 Ağustos günü, çok sayıda işçi öldürdüler. Devrimci gücün birlik ve güçlülüğü işte böyle yokedildi; burjuva ve proleterler arasındaki sınıflar savaşımı, Viyana’da da kanlı bir patlama sonucuna varmıştı; ve karşı-devrimci kamarilla, güçlü darbesini indirebileceği günün yaklaştığını gördü.

Macaristan’daki işler ona, kendilerine göre davranmak istediği ilkeleri açıkça ilan etmek fırsatını vermekte gecikmedi. 5 Ekim günü Viyana Gazetesi’ndeki bir imparatorluk kararnamesi, –Macaristan bakımından sorumlu bakanların hiçbiri tarafından imzalanmamış bir kararname–, Macar diyetinin dağıtıldığını bildiriyor ve aslında yasal Macar yetkeleri ile savaş durumunda bulunan bir adam olan Güney Slovanya gericiliğinin başı, Hırvatistanlı ban Jellachich’i, Macaristan askerî ve sivil valisi atıyordu. Aynı zamanda Viyana’daki birlikler, yürüyüşe geçme ve Jellachich’in yetkesini zorla kabul ettirecek olan orduya katılma emrini aldılar, işte bu, gerçekten çok kurnazlık göstermekti: Viyana’da herkes, Macaristan’a karşı bir savaşın, anayasal hükümet ilkesine; imparatorun sorumlu bir bakan tarafından imzalanmaksızın yasa gücünde kararnameler çıkarmaya çalışarak, bu kararnamede ayaklar altına almış bulunduğu ilkeye karşı bir savaş olduğunu seziyordu. Halk, akademik Lejyon, Viyana ulusal muhafızı, 6 Ekim günü yığın halinde ayaklandı ve birliklerin gidişine karşı çıktılar; bazı kumbaracılar halktan yana geçtiler, silahlı halk güçleri ile birlikler arasında kısa bir savaşım oldu; Savaş bakanı Latour, halk tarafından öldürüldü ve akşam, zaferi kazanan halk oluyordu. Bununla birlikte, Stuhlweissenburg’da Perczel tarafından yenilen ban Jellachich, Viyana yakınlarına, Alman Avusturyası toprakları [sayfa 79] üzerine sığınmış bulunuyordu; banın yardımına yönelecek Viyanalı birlikler, şimdi ona karşı açıkça düşman ve karşı koyucu bir tutum aldı: imparator ve saray, yarı-slav bir bölge olan Olmutz’a, bir kez daha kaçtılar.

Ama Olmutz’da saray, kendini Innsbruck’ta olduğundan bambaşka bir durum içinde buldu. Burada saray, Kurucu Meclisin Olmutz’a yığın yığın koşuşan Slav üyeleri ve krallığın dört bir yanından gelmiş coşkulu Slavlar tarafından çevrilmişti. Güncel konumu ona, devrime karşı hemen bir kampanya açmak olanağını sağlıyordu. Slav entrikacıların gözünde kampanya, Slav üstünlüğünün yeniden kurulması ve Slav toprağı saydıkları topraklar üzerindeki iki işgalcinin yok edilmesi için bir savaş, Alman ve Macar’a karşı bir savaş olacaktı. Şimdi Viyana çevresinde toplanmış bulunan ordunun komutanı, Prag fatihi Windischgraetz, birdenbire Slav ulusal kahramanı durumuna geldi. Ve ordusu, her yandan hızla pekiştiriliyordu. Bohemya, Moravya, İstirya, Yukarı-Avusturya ve İtalya’dan, Jellachich’in birlikleri ile başkentin eski garnizonuna katılmak ereğiyle, Viyana’ya doğru giden yollardan alaylar üzerine alaylar geldi. Böylece ekim ayı sonlarına doğru 60.000’den çok adam toplandı ve bu adamlar, 30 Ekim günü kesin saldırıya geçebilecek bir duruma gelmek üzere, hemen imparatorluk kentini dört bir yandan çevirmeye başladılar.

Ama Viyana’da, karışıklık ve kararsızlık hüküm sürüyordu. Daha zafer kazanılır kazanılmaz, “anarşik” çalışan sınıflara karşı eski güvensizlik, burjuvaziyi yeniden egemenliği altına alıyordu; altı hafta önce silahlı dükkancılardan gördükleri davranışı ve genel olarak burjuvazinin kararsız ve oynak siyasasını anımsayan işçiler, başkentin savunmasını onlara bırakmak istemeyerek, kendileri için silah ve askerî bir örgüt isteminde bulundular. İmparatorluk despotizmine karşı savaşmak için yanıp tutuşan akademik Lejyon, ne iki sınıfın bu birbirinden uzaklaşmasının derin anlamını, ne de durumun zorunluluklarını azıcık olsun anlayabilecek yetenekteydi. Kamuoyunda, yönetici çevrelerde karışıklık vardı. Alman diyetindeki Alman temsilcilerden geri kalanlar ile daha devrimci birkaç Polonyalı temsilci dışında kalan bazı [sayfa 80] Slav temsilciler, Olmutz’daki dostları için çaşıt rolü oynuyor, sürekli olarak toplanıyorlardı; ama kararlı bir tutum takınacak yerde zamanlarını, anayasal geleneklerin sınırlarını aşmaksızın, imparatorluk ordusuna karşı direnme olanağı üzerindeki kısır tartışmalarla yitiriyorlardı. Hemen tüm Viyana halk örgütlerinin temsilcilerinden bileşen Güvenlik komitesi, direnmeye kararlı da olsa, gene de ona tutarlı, enerjik ve kararlı bir eylem çizgisi izlemesine izin vermeyen bir darkafalılar ve küçük dükkancılar çoğunluğu tarafından egemenlik altına alınmış bulunuyordu. Akademik Lejyon konseyi, kahramanca kararlar alıyordu ama işlerin yönetimini ele alacak yetenekte hiç mi hiç değildi. Güvenilmeyen, silahsız, örgütsüz, eski rejimin entelektüel boyunduruğundan daha yeni kurtulan, toplumsal konumu ile bu konumdan çıkan siyasal tutumun bilinçli kavrayışına değil ama salt içgüdüsel anlayışına daha yeni varan işçi sınıfı, meramını ancak gürültülü gösterilerle anlatabilir ve kendisinden beklenmesi gerektiği gibi, yaşanan anın güçlükleri düzeyine yükselemezdi. Ama devrim sırasında Almanya’nın her yanında olmuş olduğu gibi, eline bir kez silah geçtikten sonra, sonuna kadar dövüşmeye de hazırdı.

Viyana’da işler bu merkezdeydi. Dışarda, Radetzky’-nin İtalya’daki zaferleri ile coşmuş, yeniden örgütlenmiş Avusturya ordusu; iyi silahlanmış, iyi örgütlenmiş ve iyi komuta edilmese de, hiç değilse komutanları bulunan altmış yetmiş bin adam. İçerde, karışıklık, sınıfların bölünüşü, örgütsüz-lük; bir bölümü hiç dövüşmemeye kararlı, bir başka bölümü kararsız ve sadece çok küçük bir bölümü harekete hazır bir ulusal muhafız; sayısı bakımından güçlü ama öndersiz, hiçbir siyasal eğitimi olmayan, hemen hemen nedensiz öfke nöbetlerine olduğu kadar ürküye de yatkın, yazgısı ortalıkta dolaştırılan asılsız söylentilere bağlı, dövüşmeye iyiden iyiye hazır ama hiç değilse başlangıçta silahsız, sonunda onu kavgaya götürdükleri zaman yarım yamalak silahlı ve ancak yeni örgütlenmiş bir durumda bulunan bir proleter yığın; hemen kafası üzerindeki dam yanarken, teorik boşluklar üzerinde tartışan güçsüz bir diyet, ne girişim, ne de enerjiye sahip bir yönetim komitesi. Karşı-devrimci yanda her şeyin [sayfa 81] karmakarışık ve tek örgütlü gücün, devrim tarafından yaratılan güç olduğu dönemden, mart ve mayıs günlerinden bu yana, her şey değişmişti. Böyle bir savaşımın sonucu üzerinde pek bir kuşku duyulamazdı. Ve eğer hâlâ bir kuşku vardıysa, o da 30-31 Ekim ve 1 Kasım olayları tarafından dağıtıldı. [sayfa 82]

Londra, Mart 1852