YÜZEYİN ALTINDA

Otomatik makinelerin işlerini nasıl marifetle, düzgün ve uyumlu yaptıklarını gördüğünüz zaman, istemeden onların gözden saklanmış birisi tarafından gizlice yürütüldüğü gibi çocuksu bir kanıya kapılırsınız.

Makineler ve aygıtlar elektriklendirme ve elekro-otomasyon tarafından soluklanan kendi gizli, ama yoğun yaşamlarını yaşarlar. Sonuncusu onları bir tek uyumlu mekanik organizma içinde birbirine bağlamıştır.

AZ’nin çok karmaşık bir “sinir sistemi” -döşemenin altında döşenmiş 50 kilometrelik elektrik tertibatı vardır. Yüz elektrik motoru onun yorulmak bilmez “adaleleri”dir. Bin beşyüzden fazla anahtar, kontaktör, röle ve diğer elektrik aygıtları onun “beynini” oluşturur. Makinelerin tüm operasyonlarını kontrol eder, onları “akıllı”, kesin ve hatasız yapar.

Otomatik elektrik kontrol sisteminin tasarımında mühendislerin ilk endişesi onu mümkün olduğunca güvenilir yapmaktı. Bu sistem hem otomatik ve hem de ayarlama süresi çalışma rejimleri için tam kontrolü sağlayacaktı.

Zorluk olma ihtimali de önceden tahmin edilmişti. Makinelerden birinin bozulması uzun bir kapatmaya yolaçmayacaktır. Sorun, bin beşyüz elektrik aletinden herhangi birinde ortaya çıkması halinde bile kolayca ve hızla tespit edilebilir. Onların çok sayıda oluşu “sorun bulucular” adı verilen özel aygıtlar için bir zorluk yaratmaz. Bunların her biri sadece kendi ünitesindeki devre içinde çalışır ve sorunu hemen tespit eder.

Tüm bu görevler birkaç istisna dışında standart elektrik teçhizatı tarafından yürütülür. AZ, genel olarak oldukça basit aygıtlar olan elektro-manyetik röleleri yaygın olarak kullanır. Bu rölelerden bazıları kesinlikle belirli bir zaman devresi geçmesinden sonra harekete geçirilirler, diğerleri –onlardan önceki mekanizma belirli bir sayıda hareketi yaptıktan sonra, ve başka diğerleri- piston kontaklarına dokunduğu zaman. Her rölenin kendisinin yapacağı özel işi vardır.

Örneğin, zaman röleleri, makinelerin çalışan organları kontrol etmek ve dökümleri dökerken metali gruplandırmak için kullanılırlar. Bu operasyonlar için saptanan zaman ¼ saniyeyi geçmemek kaydıyla ölçülür.

Hesaplama röleleri eritme fırınına yedirmeyi kontrol eder. Frenleme röleleri makineleri gerektiğinde durdurur.

Özel röleler makinelerin işlerini verilen sayıdaki saniyelerde yapıp yapmadıklarını takip eder. Her teknolojik operasyonu denetlerler. Ve onlardan herhangi birisinin süresi planlanandan daha büyükse, hemen filtreyi bilgilendirirler.

Kalay kaplama ünitesindeki tankların içindeki ve fırınların içindeki sıcaklık derecesi termo-düzenleyiciler tarafından doğru düzeyde tutulur. Bu aygıtlar otomatik olarak sıcaklık derecesini nerede olursa sabit tutarlar.

Denetim aygıtlarının röleleri makinelerin sürekli olarak çalışmasını “sağlarlar.”

Otomatik kontrol esas olarak makinelerin kendilerinin hareketleri tarafından gerçekleştirilir: her makinenin başlama anahtarı önceki makinenin çalışma organlarının pozisyonu tarafından idare edilirler. Makineler elektrik aletlere dalgalar -kendi hareketlerini bildiren elektrik mesajları- gönderirler, ve sonuncusu bunu açmak onu kapatmak için, geriye benzer dalgalar, elektrik komutları gönderir. Bazı durumlarda, parçanın kendisi -piston- gerekli komutu verir. Bu makineden makineye giderken yolu üzerindeki iki elektrik kontağa değdiği zaman gerçekleşir, bir devreyi kapatarak, “işte buradayım” demek istercesine.

Yalnızca bu sinyali aldıktan sonra, ve önce değil, örneğin, paketleme makinesi çalışmaya başlar. Benzeri bir kontaklar sistemi pistonu paketlemek için kağıt şeridini tedarik etmeyi ve yürütmeyi kontrol eder. Eğer yırtılma olursa, paketleme makinesi hemen durur. Aynısı otomatik olarak tomar bittiği zaman da olur.

Fabrika normal çalıştığı zaman otomatik elektrik aygıtlar işte böyle çalışırlar. Ama fabrika otomatikten ayarlama rejimine transfer edileceği zaman bu aygıtlar bu durumda terkedilir ve normal anahtarlara başvurulur.

Bu devre sırasında üniteler özel basma-düğmeleri tarafından kontrol edilirler. Herhangi bir makinenin veya aygıtın hareket eden parçasını gözetim veya ayarlama için gerektiği şekilde harekete geçirmeyi mümkün kılarlar. Bununla birlikte, ayarlama devresi biter bitmez, otomatik aygıtlar yeniden “güce” iade edilirler: 100 motor hemen harekete geçer, tüm naklediciler koşmaya başlarlar, yükleme ve boşaltma teçhizatları, çubuklar ve “eller” çalışmaya başlarlar, miller ve aletler iş parçalarına yaklaşırlar.

Ama şimdi birisi fabrikanın tüm bölümlerinde görülebilen sayısız farklı renkli düğmelerden birini kazaen bastırırsa? O zaman ne olur?

Bir kaza?

Fabrika otomatik rejime geçer geçmez tüm bu düğmeler enerjisiz bırakılmasaydı bir kaza olabilirdi. Böylece, bu durumda da, herşey önceden koruma altına alındı.

Birbiri arkasına bütün fabrikanın elektro-otomasyonu gibi karmaşık bir girişimde karşılaştıkları zorluklar karşısında güvenilirlik tasarımcıların çaba gösterdiği belki de esas şeydir. Bu zorluklar ısrarlı araştırmalar ve cesur deneyler tarafından üstesinden gelindi. Ve şimdi otomatik elektrik aygıtları fabrikanın normal çalışmasında herhangi bir çeşit karışıklıktan dolayı bozulma olasılığını tamamen ortadan kaldırmıştır.

Ama elektrik otomatik aygıtların kendileri tamamen şaşmaz mıdırlar? Örneğin, 50 kilometrelik kablo karmaşıklığı içinde bir yerde yalıtımı zedeleyecek, verilecek komutu çarpıtmakla sonuçlanacak bir şey olamaz mı?

Bu olasılık da ayrıca düşünülmüştür. Böyle durumlarda özel yalıtım kontrol aletleri hemen hasarı kaydeder ve yerini gösterir.

AZ’de o kadar hiç hatasız çalışan bazı otomatik elektrik aygıtları ve devrelerinin, tasarımın eşsizliğinde ve fikrin sadeliğinde emsali yoktur. Pistonların üniteden üniteye yuvarlandıkları oluklar üzerindeki yükü otomatik olarak kontrol eden aygıt ve devre, pistonları makineden makineye transfer eden makinelerin tam olarak dolu olması için “gereğini yapan” aygıtlar ve devreler, vb. böyledir.

Bu aygıtların ve devrelerin erdemleri daha çok kendi özgünlüklerinde değil, gerçekte her biri gelecekte her türlü başka otomatik işletmelerin tasarımında prototip olarak hizmet görebilmelerindedir.

... Her makinenin demir bir kasa içine konmuş bir kendi “beyni” vardır. Ama bu tek tek her bir “beyin” önceki veya onları takip eden mekanizmalara, birleşmiş bir otomatik kontrol sistemi oluşturacak şekilde bağlanmışlardır. Böylece, fabrika bir bütün olarak onunla “düşüneceği” tek bir “akıl”a sahiptir.