YARINA BİR YOLCULUK

Moskova’da Donskoi Manastırı’nın eski ve ak kulelerinin yanındaki Deneysel Makine-Alet Araştırma Enstitüsü’nün (ENIMS)* ferah atölyelerinden birinde yalnızca bilimsel romanlarda bulunabilecek şeyi gördüm. Onların var olmayan zaman makinelerinde az çok uzak geleceğe düşsel yolculuklarda bulunmak, bu yazarların romanlarında bütün işlerin makineler tarafından yapıldığı ve el emeğinin tamamen yok olduğu otomatik fabrikalardan nadiren bahsetmediler.

Bugün bu cesur düş bir gerçektir. Sanki gelecekten günümüze nakledilmiş gibi, otomatik fabrika inşa edildi ve gerçekte üretmektedir. Onun sürekli makineleri ve üniteleri hatlarında biçimsiz metal parçasını işlemden işleme -ta ki harika mükemmel bitmiş madde olana kadar- takip ederek yürüyebilirsiniz.

Küçük bir kapıdan çok büyük bir aydınlık yapı içine kadar bize eşlik eden Mühendis Yakov Lolondy, bizden bir an için gözlerimizi kapamamızı ve nerede olduğumuzu hayalimizde canlandırmamızı istedi.

Gözlerimizi kapatarak ve dikkatle haşin ahenksiz sesleri dinleyerek, hafızamızın gözünde yüzlerce makine ve üzerlerine eğilen yüzlerce insan ile kocaman canlı bir makine atölyesi gördük.

Bizden çok uzakta olmayan torna operatörleri emrinde metali kesen aletleri duyabiliyorduk. Orada delme makinesi bakıcıları işini yaparken soğutucunun sıçramasını ve çağıltısını ayırdedebiliyoruz. Şimdi bir operatör, şimdi bir başkası makinesini başlatıyor ve her motor, cılız bir ıslıktan sonra monoton bir vızıltıya yerleşiyor. Bir makineden bir başka makineye dikkatle hareket eden iş parçalarının şakırtısı vardı.

“Ve şimdi etrafa bir bakınız” dedi rehberimiz. Gözlerimizi açtık ve sadece 5 kişinin makine hattında aşağı yukarı yürüdüğünü gördük...

Herşeyi “kendi kendine” yapan bu fabrika, hali hazırda milyonlarca otomobil pistonu üretti. Mahalli olarak kısaca “AZ* olarak anılan, enstitünün binasından halihazırda taşınmıştır ve şimdi büyük bir soluk sarı duvarlı bir binayı işgal etmektedir.

Onun bütün makineleri ve üniteleri, bazıları demiryolu vagonları büyüklüğünde, bazıları daha çok kitaplıklara benzeyen, diğer bazıları standart makine-aletlerini andıran, herhangi bir makine atölyesinde görülebileceği gibi, n-şeklinde düzenlenmişlerdi. Düz bir hatta düzenlenmiş olsaydı, tam yüz-metrelik bir yarış pistini kapsardı.

Makine-aletleri kurucuları harika bir işletme yarattılar -içinde alüminyum alaşımının gümüş gibi külçelerinin baş taşıyıcı naklediciyi beslediği ve bitmiş, paketlenmiş ve etiketlenmiş otomotiv pistonlarının son taşıyıcı kayıştan çıktığı, insan elinin veya aralarda makinelerin basma-düğmelerinin iş parçalarına neredeyse hiç değmediği bir metal işleme fabrikası. Fabrika yapımcıları –bilim adamları, mühendisler ve işçiler- Birinci Derece Stalin Ödülü ile ödüllendirildiler. Bu son derece karmaşık problemi çözmekle, Sovyet insanı mühendislik tarihinde eşi görülmemiş bir başarı elde etti.

Sovyetler Birliği’nde otomotiv piston üreten çok işletme vardır. Stalin Otomobil Fabrikası en iyi piston işletmesi olarak sayılmaktadır. Bu işletmede emeğin organizasyonu en sonuç verici olanıdır. Çoğu otomatik olan en yeni model makinelerle donatılmıştır.

  • ENIMS- Enstitünün Rusça adının ilk harfleri-Çeviren.

  • AZ- “avtomatiçeski zavod”-Rusça’da “otomatik fabrika”-Çeviren.

Otomatik Fabrikanın Makine Atölyesi

Ama bu işletme tam otomatik değildir. Otomatik fabrikada meşgul olan işçilerin sayısından birkaç defa fazla işçi çalıştırmaktadır, ve yine de sonuncusunun verim hızı iki kat yüksektir.

AZ’de makineler tüm dökümü, mekanik ve kimyasal işlemi yapmaktadırlar, tüm süreçleri kontrol ederler ve düzenlerler, pistonları idare ederler, yongaları atarlar, ve kendileri kendi sonuçlarının doğruluğunu denetlerler. Buna tüm-yönlü otomasyon denir. Sadece makinelerin verim kapasitesini artırmaz, sadece personeli düşürmez, hammaddeleri, yakıt ve enerjiyi kurtarmaz, ama, hepsinden önce, emek şartlarını görülür derecede iyileştirir. AZ geleceğe bir göz atmaktır. Bu bütün Sovyet fabrikalarının ve işletmelerinin yaklaşık olarak nasıl olacağı şekildir.

Ağır, vasıfsız fiziksel emeğin tamamen yokedildiği, insanın makineye bile emirler vermesi gerekmeyen bu fabrika, canlı bir şekilde Sovyet işçisinin görünüşünün nasıl değiştiğini gösterir: beynini daha fazla ve ellerini daha az kullanır. Kelimenin gerçek anlamında emekçiler burada bulunmaz. Fabrika, daha uygun olarak ayarlayıcılar denebilecek yüksek derecede vasıflı montajcılar çalıştırır.

Her türlü aleti idare edemeyen bir işçi, geniş mühendislik bilgisinden oldukça yoksun olduğu kadar kendini AZ’de de aciz bulacaktır. Ne makinelerin son derece karmaşık mekanizmaları içinde ortaya çıkabilecek herhangi bir sorunun nedenini hemen anında bulacaktır, ne de elektrik mühendisliği, mekanik ve pnömatik ilkelerinin birbiri içine geçtiği otomatiği tamir etmede yeterince çabuk olacaktır.

AZ montajcıları makinelerindeki sorunun nedenini bulmada hatasız oldukları kadar onu ortadan kaldırmakta da hızlıdırlar. Bu işçiler mühendislerin emirlerini beklemek zorunda olan türden değildirler; onlar kendi makinelerini herhangi bir mühendisten daha kötü olmayacak kadar biliyorlar. Diğer yandan, kendileri aletlerinin kendileriyle haşır neşir olduklarından, onların el işini yapacak “küçük” emekçilere ihtiyacı yoktur.

Böylece, sosyalist üretim metodu artı otomasyon emekçinin işi ile aydının işi arasındaki, fiziksel emek ve “beyaz-yakalı” iş arasındaki eski-asırlık engeli kırmaktadır.

... Bizden uzakta olmayan iki genç işçi o kadar yüksek sesle ve zorlamasız sohbet ediyorlardı ki, duyanlar öğle vakti olduğunu veya kendi nöbetlerinin gelmesini beklediklerini sanabilir.

Rehberimiz, Yakov Kolondy, bir tanesini, çok zayıf, kumral saçlı olanını arkadaşa işaret etti:

“Oradaki o arkadaş, uzun boylu olanı, Yury Spirov’dur. Bizim en iyi işçilerimizden biri. Onun çalışma saatleri tamamen kendi yönetimindedir. Gözlemlediğiniz gibi, kendi istediği zaman sohbet edebilir ve hatta kitap okuma zamanı vardır; görüyorsunuz, hatta şimdi bile koltuğunun altında bir kitap vardır, belki de mühendislikle ilgili bir şey. O mühendislikle aşk içindedir.”

O sırada mühendisin alaycı olduğunu düşündüm. Gerçekten, iyi bir işçi çalışması gerekirken, etrafta durup bir arkadaşıyla sohbet eder mi? Bir müfettiş iş saatinde kitap okuyan bir işçiyi ciddi olarak övebilir mi? Sadece ondan sonra, bunun -şu anda, olağan olmayan fabrika yaşamının- özünü tam olarak kavradığım zaman, mühendisin oldukça ciddi olduğunu anladım.

Otomatik fabrika geleceği elimizin altına getirir. Burada komünist yarının işletmelerinde ve fabrikalarında çalışmanın ne olacağı arasında yakın bir benzerlik görebilirsiniz. AZ’deki tüm sanayisel süreçlerin tam otomasyonu çalışmanın kendi doğasını değiştirdi.

Bundan dolayı, otomatik fabrikada en iyi işçi, aletlerini elinden hiç düşürmeyen kişi değildir. İşi yapan işçi değil, ama onun sorumluluğuna verilen makinelerdir. Ve ne kadar iyi uyum sağlarlarsa, o kadar daha iyi yaparlar.

AZ’deki işçinin görevi kendi sorumluluğundaki tüm makinelerin tam kapasitede hiç durmaksızın çalışmasını, 480 dakikalık vardiyası süresince de çalışmasını sağlamaktır. Bu nedenle, açıktır ki, montajcının yeteneği ne kadar büyükse ve genel bilgisi ne kadar genişse, kendi sorumluluğundaki otomatikler o kadar daha fazla başarılı bir şekilde çalışacaklardır, ve onun verimliliği o kadar daha yüksek olacaktır.

Ama burada en tuhaf nokta şudur ki, işçi işine ne kadar az fiziksel çaba koyuyorsa, onun verimi o kadar daha yüksek oluyor. Diğer bir anlamda, AZ’deki işçi otomatiğini tamir etmede adale enerjisini ne kadar az kullanırsa, makine o kadar daha az boş durur, ve onun verimi o kadar daha yüksek olur.

Nadir otomatiklerden birinin sorumluluğunda olan Yuri Spirov’a geldik. Yirmi yaşında, Yuri Spirov, fabrikadaki arkadaşları ve daha yaşlı yoldaşları gibi yeni tipte bir işçidir. Onuncu-sınıf mezunudur ve onun profesyonel yeteneği yedinci-sınıf derecesindedir (genellikle ustabaşına verilen sekizinci-sınıf derecesi en yükseğidir). Bu onun böyle karmaşık bir makinede çalışması için oldukça yetenekli olması demektir.

Spirov en sevdiği konu hakkında konuşan bir uzman gibi serbestçe ve kolayca konuşarak, bana kendi sorumluluğundaki merkezsiz otomatik makinenin yapısını anlattı.

“Sana nasıl çalıştığını göstereyim” dedi.

Önlüğünün üst cebinden küçük bir not-defteri çıkardı ve çizmeye başladı. “Taşıyıcı kendi ekseni etrafında 90 derece döner, aynı zamanda spiral olarak yukarıya doğru hareket eder”. Kalemiyle “böyle,” diye gösterdi. Ondan sonra, AZ çalışanlarının, mühendislerin ve işçilerin hepsi aynı şekilde ziyaretçilerine, teknik terimler ve taslak çizimler kullanarak konuştuklarını keşfettim.