Raboçaya Gazeta’ya Makaleler Yazı Kuruluna Mektup

V.I. LENİN

RABOÇAYA GAZETA’YA MAKALELER[80]

YAZI KURULUNA MEKTUP

Sevgili yoldaşlar!

İsteğinize karşılık olarak, gazete için üç makale gönderiyor ve genelde işbirliğimiz ve özelde de aramızdaki ilişkiler hakkında birkaç kelime söylemenin elzem olduğuna inanıyorum.

Daha önceki temasınızdan bir yayınevi kurmak ve bir seri Sosyal-Demokratik broşürü edit yapmamı istediğinizi anladım.

Görüyorum ki şimdi durum değişti, bir gazetenin yayınına başlamak üzere olan yazı kurulunuzu oluşturmuşsunuz ve beni de işbirliğine davet ediyorsunuz.

Söylemeye gerek yok ki, bu öneriyi içtenlikle kabul ediyorum, fakat, bunu yaparken, başarılı işbirliğinin sadece aşağıdaki şartlarla olası olduğunu düşündüğümü de belirtmeliyim; 1) elyazmaları ile ilgili kurallar hakkında (kabul edildiği, reddedildiği, değiştirildiği) ve bütün yayınlar üzerindeki kararlardan bilgilendirilecek şekilde editörler ve işbirliği yapan yazar arasında düzenli ilişkiler; 2) makalelerim özel bir takma isimle imzalanmalı (eğer size gönderdiğim kaybolmuşsa siz başka bir tane seçiniz); 3) teorik sorunları, şu andaki pratik görevleri, gazetenin (veya broşürler serisinin) istenen karakterini ilgilendiren temel konulardaki görüşler üzerinde, editörler ve işbirliği yapan yazar arasında anlaşma.

Editörlerin bu koşulları kabule edeceğini ümit ederim ve aramızda mümkün olabilecek anlaşmayı en kısa zamanda hayata geçirmek için, üçüncü şarttan ortaya çıkan sorunlar üzerinde kısaca duracağım.

“Eski akımı güçlü” bulduğunuz ve Bernsteinizme ve onun Rus yandaşlarına karşı özel bir polemiğin gerekmediğini düşündüğünüz konusunda bilgi sahibi oldum. Bu görüşün çok iyimser olduğunu düşünüyorum. Bernstein’ın, Rusya Sosyal-Demokratlarının çoğunluğunun kendisi ile aynı fikirde olduğu doğrultusundaki açıklaması[81]; “eski akımın” kurucusu, temsilcisi, ve en sadık savunucusu olan Emeğin Kurtuluşu Grubu[82] ile yurtdışındaki “genç” Rusya Sosyal-Demokratları arasındaki ayrılık; Rabochaya Mysl’ın birkaç yeni söz söyleme yönündeki boş çabası; “yaygın” siyasi görevlere karşı isyan etmek, küçük sorunları ve amatörce çalışmayı put derekesine yükseltmek, “devrimci teorileri” kaba bir şekilde alayla cilalamak (No.7, “Geçerken”); son olarak, legal Marksist yazınındaki mutlak düzensizlik ve Bernsteincılığı kullanmak için onların temsilcilerinin çoğunun çılgınca çabaları, (a la mode -moda olmuş) “eleştiri” –bütün bunlar, bence, “eski akımın” yeniden kurulmasının ve enerjik bir şekilde savunulmasının gerçek bir ivedi sorun olduğunu göstermeye hizmet etmektedir.

Makalelerden, gazetenin görevleri ve yayın planı üzerine olan görüşlerimi göreceksiniz, ve bu sorun üzerindeki dayanışmamızın derecesini öğrenmekten çok memnun olacağım (ne yazık ki bu makaleler biraz acele ile yazıldı: hangi tarihe kadar gönderilmeleri gerektiğini bilmek benim için çok önemlidir).

Raboçaya Mysl’a karşı dolaysız bir polemiği başlatmanın gerekli olduğunu düşünüyorum, fakat bu amaç için No. 1-2, 6 ve 7’den sonrakilerin; ayrıca Proletarskaya Borba’nın[83] elimde olması gerekir. Ayrıca, en son olarak ismini verdiğim broşüre, gazetede gözden geçirmek için ihtiyacım vardır.

Makalelerin uzunluğu açısından kendime bir sınır çizmemem gerektiğini yazıyorsunuz. Bir gazete olduğu müddetçe, gazete makalelerine öncelik vermeyi ve hatta, ilerki bir tarihte makaleleri broşüre çevirme hakkımı saklı tutarak, broşür konuları olarak ele almayı düşünüyorum. Yakın gelecekte üzerinde durmayı önerdiğim konular şunlardır:

1) Program Taslağı (hemen göndereceğim)[84]; 2) RSDİP’nin gelecek kongresinde tartışılacak taktik ve örgütlenme sorunları[85]; 3) İşçiler ve sosyalistler için özgürken, hapisteki ve sürgündeki temas kuralları üzerine bir broşür -Polonyalıların broşürünü model alarak “temas kuralları üzerine” eğer mümkünse, benim için temin ederseniz memnun olurum-; 4) Grevler (I. Anlamı, II. Grevler üzerine yasalar; III. Son yılların bazı grevlerinin gözden geçirilmesi); 5) Kadın ve İşçi Sınıfı davası.

Yazı Kurulunun elindeki malzemenin neler olduğunu yaklaşık olarak bilmek istiyorum, ki aynı konular üzerinde tekrar durmaktan kaçınabileyim ve çoktan “tüketilmiş” konular üzerinde durmayayım.

Yazı Kurulundan aynı kanallarla bir cevap bekleyeceğim (Bu yolun dışında grubunuzla herhangi bir haberleşme aracım olmadı ve yoktur da).

                                                                                                   F.P.[86]

PROGRAMIMIZ

Uluslararası Sosyal-Demokrasi şu an bir ideolojik yalpalama içindedir. Şimdiye dek, Marx ve Engels’in öğrettikleri devrimci teorinin sarsılmaz temelleri olarak görülüyorlardı, ama şimdi her yerden bu öğretilerin yetersiz ve zamanı geçmiş olduğunu ilan eden sesler yükselmektedir. Kendisinin bir Sosyal-Demokrat olduğunu ilan eden ve Sosyal-Demokratik bir organ yayınlamaya niyetlenen herkesin, Alman Sosyal-Demokratlarının kafasını meşgul eden ve yalnızca onları meşgul etmekle kalmayan bir sorun karşısındaki tutumunu kesinlikle belirlemesi gerekmektedir.

Biz tutumumuzu bütünüyle Marksist teoriden yana belirliyoruz: Sosyalizmi bir ütopyadan bir bilime dönüştüren, bu bilim için sağlam bir temel atan, bunu daha da geliştirmek ve her yönüyle mükemmelleştirmek için izlenecek yolu ilk gösteren Marksizm oldu. Emekçinin kiralanmasının, işgücünün satın alınmasının, milyonlarca mülksüz insanın bir avuç kapitalist, toprağın, fabrikaların, madenlerin vb. sahipleri tarafından köleleştirilmesini nasıl gizlediğini açıklayarak modern kapitalist gelişmenin, geniş-ölçekli üretimin küçük üretimi ortadan kaldırması ve sosyalist bir toplum sistemini mümkün ve gerekli kılan koşulları yaratması eğilimi gösterdiğini ortaya koydu. Marksizm, bize kökleşmiş adetler, siyasal entrikalar, bulanık yasalar ve karmakarışık öğretilerin siyah örtüsü altından sınıf mücadelesini bütün çeşitlikleri içerisindeki mülk sahibi sınıflar ile, mülksüzler kitlesi ve bütün mülksüzlerin başındaki proletarya arasındaki mücadeleyi çekip çıkarmayı öğretti.

Marksizm, bir devrimci sosyalist partinin görevinin, kapitalistlere ve onların çanak yalayıcılarına, işçilere düşen payı artırmak için yalvarmak ve komplolar düzenlemek değil, fakat proletaryanın, nihai amacı siyasi iktidarın proletarya tarafından ele geçirilmesi ve sosyalist bir toplumun kurulması olan, sınıf mücadelesini örgütlemek ve bu mücadeleye önderlik etmek olduğunu aydınlığa çıkardı, kavuşturdu.

Ve işte şimdi biz soruyoruz: içinde bulunduğumuz günlerde pek çok gürültü çıkartan ve Alman sosyalisti Bernstein'ın çevresinde toplanmış bulunan çığırtkan “yenilikçiler” tarafından bu teoriye yeni bir şey katılmış mıdır? Kesinlikle hayır. Onlar, Marx ve Engels’in bize geliştirmemizi emrettikleri bilimi bir adım olsun ileriye götürmüş değillerdir; onlar, proletaryaya hiçbir yeni mücadele yöntemi öğretmemişlerdir; onlar, geri teorilerden parçalar ödünç alarak ve proletaryaya mücadele teorisini değil teslimiyet -proletaryanın en amansız düşmanlarına, sosyalistleri yemlemek için yeni araçlar aramaktan hiç bir zaman usanmayan hükümetlere ve burjuva partilerine teslimiyet teorisini vaaz ederek yalnızca ricat etmişlerdir. Rusya Sosyal-Demokrasisinin kurucularından ve önderlerinden biri olan Plehanov, Bernstein'ın en son “eleştirisi”ni[87] amansızca eleştirmekte bütünüyle haklıydı; Bernstein’in görüşleri şimdi, Alman işçileri tarafından da (Hannover Kongresinde)[88] reddedilmektedir.

Bu söz1erin bir suçlama seliyle karşılaşacağını sanıyoruz; sosyalist partiyi, “dogma”dan saptıkları için, her bağımsız görüş için, “batıniler”i kesen bir “müminler tekkesi”ne çevirmek istediğimiz çığlıkları yükselecektir. Bu çok moda ve keskin lafların hepsini biliyoruz. Ne var ki, bunların içinde zerre kadar hakikat ya da anlam bulunmamaktadır. Bütün sosyalistleri birleştiren, onların, bütün inançlarını kendisinden aldıkları, ve mücadele yöntemleri ile eylem araçlarında kendisini uyguladıkları devrimci bir sosyalist teori olmaksızın güçlü bir sosyalist parti olamaz. Bütün bilginizle doğru olarak gördüğünüz böylesi bir teoriyi temelsiz saldırılara ve kokuşturma girişimlerine karşı savunmak bütün eleştiriye karşı olduğumuz anlamına gelmez. Biz Marx’ın teorisini tamamlanmış ve ihlal edilmez bir şey olarak görmüyoruz; tersine, biz onu yalnızca, eğer hayata ayak uydurmak istiyorlarsa, sosyalistlerin her yönde geliştirmeleri gereken, bilimin temel taşını atmış olduğu inancındayız. Biz, Marx’ın teorisinin bağımsızca işlenmesini Rusya sosyalistleri için özellikle esas olduğu düşüncesindeyiz; çünkü, bu teori, özgül olarak İngiltere’de Fransa’dan farklı, Fransa’da Almanya’dan farklı ve Almanya’da Rusya’dan farklı uygulanan genel kılavuz ilkelerden başka bir şey sağlamamaktadır. Bunun için biz, gazetemizde teorik sorunlar üzerine makalelere hoşnutlukla yer ayıracağız ve bütün yoldaşları da ihtilaflı noktaları açıkça tartışmaya çağırıyoruz.

Bütün Sosyal-Demokratlar için ortak olan programın Rusya’ya uygulanmasında ortaya çıkan ana sorunlar nelerdir? Bu programın özünü proletaryanın sınıf mücadelesini örgütlemek ve nihai hedefi, siyasal iktidarın proletarya tarafından fethi ve sosyalist bir toplumun kurulması olan bu mücadeleye önderlik olduğunu belirtmiştik. Proletaryanın sınıf mücadelesi ekonomik (işçilerin içinde bulundukları koşulların iyileştirilmesi için tek tek kapitalistlere ya da tek tek kapitalist gruplarına karşı mücadele) ve siyasal mücadeleyi (hükümete karşı, halkın haklarının genişletilmesi yani, demokrasi ve proletaryanın siyasal iktidarının genişletilmesi için mücadele) kapsar. Bazı Rusya Sosyal-Demokratları (bunlar arasında en çok öne çıkanlar Rabochaya Mysl’ı yönetenlerdir) ekonomik mücadeleyi karşılaştırılamayacak kadar daha önemli olarak görür ve siyasal mücadeleyi az çok uzak bir geleceğe havale edecek kadar ileri giderler. Bu bakış açısı korkunç yanlıştır. Bütün Sosyal-Demokratlar işçi sınıfının ekonomik mücadelesini örgütlemenin gerekli olduğunda, yani, işçilere işverenlere karşı gün be gün verdikleri mücadelede yardımcı olmanın onların dikkatlerini her baskı olayına ve baskının her biçimine çekmenin ve böylelikle onlara birleşmenin gerekliliğini açıklamanın gerekli olduğunda hemfikirdirler. Ama, siyasal mücadeleyi, ekonomik mücadeleye feda etmek uluslararası Sosyal-Demokrasinin temel ilkesinden ayrılmak olur, bu bütün bir işçi hareketi tarihinin bize öğrettiği şeyi unutmak demek olur. Burjuvazinin ve ona hizmet eden hükümetin inançlı yandaşları dahi saf ekonomik işçi birlikleri kurmak ve böylelikle işçileri “siyaset”ten, sosyalizmden saptırmak için tekrarlanan girişimlerde dahi bulunmuşlardır. Rus hükümetinin de, sadece, kendilerinin ezildikleri ve haklardan yoksun oldukları gerçeğinden dikkatlerini saptırmak için halka her zaman birtakım önemsiz sus payları, ya da daha doğrusu, göstermelik sus payları verirken yaptığı gibi, buna benzer bir şeylere girişmesi oldukça mümkündür. İşçiler serbestçe toplanma ve dernek kurma hakkına sahip olmadıkça, kendi gazetelerine sahip olmadıkça ve (Türkiye ile Rusya dışında) bütün Avrupa ülkeleri ve Almanya’da olduğu gibi ulusal meclislere kendi temsilcilerini gönderme hakkına sahip olamadıkça hiç bir ekonomik mücadele işçilere herhangi bir kalıcı iyileştirme sağlayamaz, hatta, bu mücadele geniş ölçekte sürdürülemez bile. Ama bu hakları kazanmak için bir siyasal mücadele yürütmek gereklidir, Rusya’da yalnızca işçiler değil bütün yurttaşlar siyasal haklardan yoksundur. Rusya mutlak ve sınırsız monarşidir. Çar tek başına kanunlar yürürlüğe sokar, memurlar atar ve onları denetler. Bu nedenle, Rusya’da, sanki, Çar ve Çarlık hükümeti bütün sınıflardan bağımsızmış ve hepsine eşit muamele edermiş gibi görünür. Ama gerçekte ise,bütün memurlar özellikle mülk sahibi sınıflardan seçilmektedir ve hepsi de bakanları kendi çaldıkları havada oynatan ve ne isterse elde eden büyük kapitalistlerin etkisi altındadırlar. Rusya işçi sınıfı iki katlı bir boyunduruk altındadır; hem kapitalistler ve toprak sahipleri tarafından soyulup yağmalanır, hem de, onlara karşı savaşmasını engellemek için polis elini kolunu bağlar, ağzına tıkaç sokar ve halkın haklarını savunmak için yapılan her girişim kıyıma uğratılır. Bir kapitaliste karşı yapılan her grev askerin ve polisin işçilerin üzerine salınmasına yol açar. Her ekonomik mücadele zorunlu olarak bir siyasal mücadele haline gelir ve Sosyal-Demokrasinin de bunların ikisini birbirine, çözülemez bir biçimde, proletaryanın tek bir sınıf mücadelesi olarak birleştirmesi gerekir. Böylesi bir mücadelenin ilk ve en başta gelen hedefi siyasal hakların ele geçirilmesi, siyasal özgürlüğün ele geçirilmesi olmalıdır. Eğer St. Petersburg işçileri tek başlarına, sosyalistlerden azıcık yardım görerek, süratle hükümetten bir taviz koparmayı iş gününün kısaltılması yasasının benimsenmesi[89] başarmışlarsa, o zaman, tek bir Rusya Sosyal-Demokratik Partisi tarafından önderlik edilen Rusya işçi sınıfı bir bütün olarak, ısrarlı bir mücadele içinde, bununla karşılaştırılamayacak kadar önemli tavizleri elde edebilecektir.

Rusya işçi sınıfı, başka hiç bir sınıf yardımına koşmasa bile kendi ekonomik ve siyasal mücadelesini tek başına açmaya muktedirdir. Ama siyasal mücadelede işçiler tek başlarına değillerdir. Halkın haklardan topyekün yoksunluğu ve başı bozuk memurların vahşi yasa tanımazlıkları, özgür düşüncenin ve özgür konuşmanın baskı altına alınmasına teslim olmayan bütün onurlu eğitilmiş insanların öfkesini uyandırmaktadır; bunlar baskı altında tutulan Polonyalıların, Finlerin,Yahudilerin ve Rus dinsel mezheplerinin öfkesini uyandırmaktadır; bunlar, küçük tüccarların, imalathane sahiplerinin, hiç bir yerde memurların ve polisin eziyetlerinden kurtulamayan köylülerin öfkesini uyandırmaktadır. Bu grupların hepsi de tek başlarına kararlı bir siyasal mücadeleyi sürdürme yeteneğinden yoksundurlar. Ama işçi sınıfı bu mücadelenin sancağını yükselttiğinde, her yandan destek görecektir. Rusya Sosyal-Demokrasisi halkın hakları için bütün savaşların, bütün demokrasi savaşçılarının başına geçecek ve yenilmez olduğunu gösterecektir.

Bunlar bizim temel görüşlerimizdir ve biz bunları gazetemizde her bakımdan sistematik olarak geliştireceğiz. İnanıyoruz ki, bu şekilde Rusya Sosyal-Demokratik İşçi Partisi’nin yayınlanan Manifesto’sunda gösterdiği yolda yürüyor olacağız.


ŞU ANDAKİ GÖREVİMİZ

Rusya işçi-sınıfı hareketi, bugün, bir geçiş dönemi yaşamaktadır. Batı bölgesi, St. Petersburg, Moskova, Kiev ve diğer şehirlerin Sosyal-Demokratik işçi örgütlerinin gerçekleştirdiği mükemmel başlangıç, Rusya Sosyal-Demokratik İşçi Partisinin kuruluşu (ilkbahar 1898) ile tamamlandı. Rusya Sosyal-Demokrasisi bütün gücünü bu büyük ileri adıma harcamakla, şimdilik bitkin görünüyor ve tekrar geriye giderek, eski ayrı ayrı tecrit olmuş yerel örgütler şeklinde çalışmaya başladı. Parti, varlığını ortadan kaldırmadı; o, sadece kuvvet kazanmak ve tüm Rusya Sosyal-Demokratlarını sağlam temelde birleştirmek için kendi içine çekildi. Bu birliği gerçekleştirmek,uygun bir düzen geliştirmek ve dar yerel soyutlanmayı tam olarak ortadan kaldırmak -işte Rusya Sosyal-Demokratlarının şu andaki ve en acil görevi budur.

Hepimiz, görevimizin proleter sınıf mücadelesini örgütlemek olduğu üzerinde anlaştık. Fakat, bu sınıf mücadelesi nedir? Belirli bir fabrikadaki ya da bir sanayi dalındaki işçilerin işveren veya işverenlere karşı verdiği mücadele sınıf mücadelesi midir? Hayır, bu sadece onun zayıf bir embriyosudur. İşçilerin mücadelesi, yalnızca tüm ülkedeki işçi sınıfının en önde gelen temsilcileri bir bütün olarak işçi sınıfı bilincine ulaştıkları zaman ve mücadelelerini teker teker işverenlere değil de, kapitalerin bütün sınıfına ve onu destekleyen hükümete karşı yönelttikleri zaman, bu mücadele sınıf mücadelesi olur. Ne zaman ki birey olarak işçi, kendisinin, bütün işçi sınıfının bir üyesi olduğunu farkeder, ne zaman ki o, teker teker işverenlere ve hükümet görevlilerine karşı verdiği küçük günlük mücadelenin bir bütün olarak, burjuvaziye ve bütün hükümete karşı verdiği bir mücadele olduğunu farkeder, yalnızca o zaman onun mücadelesi sınıf mücadelesi olur.

“Her sınıf mücadelesi siyasi bir mücadeledir”[90]. Marx’ın bu ünlü sözleri, işçilerin işverenlere karşı verdiği her mücadelenin her zaman siyasi mücadele olduğu şeklinde anlaşılmamalıdır. İşçilerin kapitalistlere karşı mücadelesi, sınıf mücadelesi olduğu ölçüde kaçınılmaz olarak siyasi mücadele olur şeklinde anlaşılmalıdır. İşçileri örgütleyerek onlar arasında propaganda ve ajitasyon yapmak, onları, ezenlere karşı yürüttükleri kendiliğindenci mücadelelerini bir bütün olarak sınıf mücadelesine, belirli siyasi ve sosyalist idealleri olan belirli bir parti mücadelesine dönüştürmek, Sosyal-Demokratların görevidir. Böyle bir şeye sadece yerel bir çalışma ile ulaşılamaz.

Ülkemizdeki yerel Sosyal-Demokratik eylem, oldukça yüksek bir düzeye ulaştı. Sosyal-Demokratik fikirlerin tohumları tüm Rusya çapında yayılmaktadır; işçi bildirileri -Sosyal-Demokratların ilk yazın tipi St. Petersburg’tan Kransnoyarsk’a, Kafkas’tan Urallar’a kadar bilinmektedir. Şu anda eksik olan, bütün bu yerel çalışmanın tek bir parti çalışması içinde birleştirilmesidir. En büyük eksikliğimiz –ki bu eksikliği gidermek için bütün enerjimizi harcamalıyız yerel çalışmanın dar “amatör” karakteridir. Bu amatörce karakter yüzünden, Rusya’daki işçi sınıfı hareketinin birçok biçimleri yerel olaylar olarak kalmakta ve tüm Rusya Sosyal-Demokrasisi için örnek olma önemi ile bütün Rusya işçi sınıfı hareketinin bir aşaması olarak önemini büyük ölçüde yitirmektedir. Bu amatörlük yüzünden tüm Rusya’daki işçi sınıfının çıkarlarının bilinçliliği işçiler içerisinde yetersiz aşılanmakta; onlar, kendi mücadelelerini Rusya sosyalizmi ve Rusya demokrasisi fikri ile yeterince birleştirememektedirler. Bu amatörlük yüzünden, yoldaşların teorik ve pratik sorunlar üzerindeki görüşleri merkezi gazetede açıkça tartışılmamakta, bu görüşler Parti için ortak programın uzun uzadıya özenle hazırlanıp tamamlanmasına ve ortak taktiklerin tasarlanmasına hizmet etmemekte, bu görüşler ya dar çalışma gruplarında kaybolmakta ya da yerel ve belirli durumların aşırı bir şekilde abartılmasına yol açmaktadır. Amatörlüğümüz yetti artık! Biz ortak eyleme geçmek için, ortak parti programının özenle hazırlanıp tamamlanması için, partimizin taktikleri ve örgütlenmesi üzerinde ortak tartışmak için yeterli olgunluğa eriştik.

Rusya Sosyal-Demokrasisi eski devrimci ve sosyalist teorileri eleştirmede çok şey yaptı; kendisini sadece eleştirilerle ve teorileşme ile sınırlamadı; o, programın havada asılı durmadığını fakat halkın, yani fabrika proletaryasının çok geniş kendiliğindenci hareketlerini karşıladığını gösterdi. O, şimdi aşağıdaki çok zor fakat çok önemli adımı atmalıdır -şartlarımıza uygun olarak hareketin örgütlenmesini özenle hazırlayıp tamamlamak. Sosyal-Demokrasi işçi sınıfı hareketine basitçe hizmet olarak sınırlandırılmamıştır: O, Komünist Manifesto’nun temel görüşünü tekrarlayan Karl Kautsky’nin deyimi ile “sosyalizm ve işçi-sınıfı hareketinin bileşimini” temsil eder. Kendiliğindenci işçi-sınıfı hareketine kesin görüşler getirmek, bu hareketi, çağdaş bilim seviyesine erişmesi için, sosyalist inançlarla birleştirmek, bunu sosyalizmi başarmak için demokrasi uğruna verilen düzenli siyasi mücadelelerle birleştirmek Sosyal-Demokrasinin görevidir –tek kelimeyle, bu kendiliğindenci hareketi yıkılamayan tek bir devrimci parti eylemi ile kaynaştırmak. Batı Avrupa’daki sosyalizm ve demokrasi tarihi, Rusya devrimci hareketi tarihi, işçi-sınıfı hareketimizin tecrübesi -işte, Partimiz için anlamlı örgütlenme ve anlamlı taktikleri özenle hazırlama ve tamamlamada özümleyeceğimiz materyal budur. Bu materyalin “analizi”, hiç bir yerde bulunacak hazır modeller olmadığından, bağımsız olarak yapılmalıdır. Bir yandan, Rusya işçi-sınıfı hareketi Batı Avrupa’dakinden tamamen değişik şartlarda varolmaktadır. Bunun üzerinde herhangi bir yanlışlık çok tehlikelidir. Diğer yandan, Rusya Sosyal-Demokrasisi Rusya’daki geçmiş devrimci partilerden belirli ölçüde farklıdır, bu yüzden eski Rusya uzmanlarının gizli örgütlenme ve devrimci tekniğini öğrenme gerekliliği (bu gerekliliği çekinmeden kabul ediyoruz), hiç bir şekilde, onları eleştirel olarakdeğerlendirme ve kendi örgütlenmemizi bağımsız olarak özenle hazırlayıp tamamlama görevimizi hafifletmez.

Böyle bir görevin sunulmasında, özellikle üzerinde ısrar edilmesi gereken iki esas sorun öne çıkar: 1)Yerel Sosyal-Demokratik eylemin tam serbestliği için ihtiyaç ile tek bir -ve, neticede, merkezi partinin kurulması için ihtiyaç nasıl birleştirilebilir? Sosyal-Demokrasi gücünü, çeşitli sanayi merkezlerinde değişik zamanlarda değişik biçimlerde kendini gösteren kendiliğindenci işçi-sınıfı hareketinden almaktadır; yerel Sosyal-Demokratik örgütlerin eylemleri tüm Parti eyleminin temelini oluşturmaktadır. Eğer bunlar soyutlanmış “amatör”lerin eylemleri ise, kesin konuşulursa, bu proletaryanın sınıf mücadelesinin örgütlülüğü ve önderliği olmayacağından Sosyal-Demokratik Eylemler olarak adlandırılamaz. 2) Sosyal-Demokrasinin siyasi özgürlük için mücadeleyi başlıca amaç edinen devrimci bir parti haline gelmesi çabaları ile Sosyal-Demokrasinin siyasi komplolar örgütlemeyi kararlılıkla reddedişi ile, onun, “işçileri barikatlara çağırmasını” kesinlikle reddedişi (P.B. Axelrod tarafından doğru olarak konduğu gibi) ile, veya, genel olarak, hükümete saldırı için bir grup devrimci tarafından düşünülen şu veya bu “plan”ı işçilere empoze etme çabası ile nasıl birleştirilebilir?

Rusya Sosyal-Demokrasisinin, bu sorunlara teorik çözümler getirdiğine inanmaya her hakkı vardır; bunun üstünde tartışmak, “Programımız” makalesinde söylenenleri tekrarlamak demektir. Şimdi, bu sorunlara pratik çözüm getirmek gerekir. Böyle bir çözüm,tek bir kişi veya tek birgrup tarafından hazırlanamaz; bu sadece bir bütün olarak Sosyal-Demokrasinin örgütlü eylemi tarafından sağlanabilir. Şu andaki en acil görevimizin bu sorunların çözülmesi için uğraşmak o1duğuna inanıyoruz, bunun için şu andaki amacımız düzenli olarak çıkan ve yerel gruplarla sıkı bağları olan Parti organının temelini atmaktır. Sosyal-Demokratların tüm eylemlerinin, bütün gelecek dönem için, bu yönde olması gerektiğine inanıyoruz. Yerel çalışmalar, böyle bir organ olmadan dar “amatörce” kalacaktır. Partinin oluşturulması -eğer o Partinin doğru temsilciliği belirli bir gazete içinde örgütlü değilse -büyük ölçüde yalnızca lafta kalır. Merkez Organ tarafından birleştirilemeyen bir ekonomik mücadele tüm Rusya proletaryasının sınıf mücadelesi olamaz. Eğer Parti, bir bütün olarak, siyasal sorunlar üzerinde açıklamalar yapmazsa ve mücadelenin değişik biçimlerine yön vermezse, siyasi mücadele yürütmesi olanaksızdır. Devrimci güçlerin örgutlenmesi, disipline sokulması ve devrimci tekniğin geliştirilmesi, bir merkez organda tartışılmadan, işlerin yürümesi için bazı şekil ve kuralların kolektif bir şekilde özenle hazırlanıp tamamlanmadan –merkez organ aracılığı ile-, Parti üyelerinin bütün Partiye olan sorumluluğunu oluşturmadan başarmak olanaksızdır.

Tüm Parti güçlerini -tüm yazın güçlerini, tüm örgütsel yetenekleri, tüm materyal kaynaklarını vs. bütün Partinin organının kuruluşu ve doğru yürütülmesi için yoğunlaştırma gerekliliğinden söz ederken, bir an bile diğer çeşit eylemleri -örneğin, yerel ajitasyon, gösteri, boykot, casusların cezalandırılması, burjuvazinin tek tek temsilcilerine ve hükümete karşı acımasız kampanyalar düzenlemek, protesto grevleri düzenlemek, vs., arka plana itmeyi düşünmüyoruz. Tam tersine, bu tür eylemlerin Parti eylemlerinin temelini oluşturduğuna ikna olduk, ancak, bunların tüm Partinin bir organın da birleştirilmesi olmaksızın, bu tür devrimci müdahaleler öneminin onda dokuzunu yitirirler; Parti tecrübesinin, Partinin devamlılığının ve geleneklerinin yaratılmasına yön veremezler. Parti organı böyle eylemlerle rekabet etmek bir yana, onların değişik şekillerde uygulanmasında, birleştirilmesinde ve sistemleştirilmesinde büyük etken olacaktır.

Düzenli çıkan ve düzenli dağıtılan organın kurulması için tüm güçlerin yoğunlaştırılması gerekliliği, diğer Avrupa ülkelerinin Sosyal-Demokrasisine kıyasla Rusya Sosyal-Demokrasisinin özel durumundan dolayı ortaya çıkmıştır. Almanya, Fransa vs. işçileri hareketi örgütlemek için gazeteden ayrı çok sayıda daha değişik olanaklara sahiptir -parlamento çalışması, seçim ajitasyonu, kamusal toplantılar, yerel (kır ve kent) kamu kuruluşlarına katılma, (mesleki, esnaf vs.) sendikaların açıkça yürütülmesi, vs., vs. Tüm bunların yerine, evet, tüm bunların yerine -siyasal özgürlük kazanana kadar devrimci bir gazete aracılığı ile çalışmalarımızı yürütmeliyiz, gazete olmaksızın tüm işçi sınıfı hareketinin geniş örgütlenmesi olamaz. Biz komplolara inanmayız, hükümeti yoketmek için yapılan bireysel devrimci maceracılığı reddederiz. Alman Sosyal-Demokrasisinin emektarı Liebknecht’in söz1eri eylemlerimize parola olarak hizmet eder: “Studieren, propagandieren, organisieren” -öğren, propaganda yap, örgütle- ve bu eylemin merkez noktası yalnızca Parti Organı olabilir ve olmalıdır.

Fakat düzenli ve az çok dengeli kurulmuş bir organ mümkün mü,ve hangi şartlarda mümkündür? Bu konuya gelecek defa değineceğiz.


ACİL BİR SORUN

Bir önceki makalemizde, düzenli olarak çıkan ve dağıtılan bir Parti organını oluşturmanın şu andaki görevimiz olduğunu söyledik, ve bu amaca ulaşmanın nasıl ve ne şartlarda mümkün olduğu sorununu ortaya koyduk. Bu sorunun daha önemli yönlerini inceleyelim.

Bu görüşe esas itiraz olarak şu öne sürülebilir: Bu amacın başarılması için ilk olarak yerel grup çalışmalarının gelişmesi gereklidir. Bu oldukça yaygın olan görüşün yanlış bir görüş olduğunu düşünüyoruz. Biz derhal Parti organını ve bunu takiben Partiyi kurabiliriz ve kurmalıyız ve bunları sağlam bir temele oturtmalıyız. Böyle bir adım için gerekli şartlar zaten vardır: yerel Parti çalışmaları devam etmekte ve açıktır ki bu çalışmalar derin kökler salmıştır; daha da sıklaşan, polisin yıkıcı saldırıları sadece kısa kesintilere yol açmakta, savaşta düşenlerin yerlerini taze güçler hızla yenilemektedir. Parti, sadece yurtdışında değil, ama Rusya’da da basım ve yazın kaynaklarına sahiptir. Dolayısıyla sorun, hali hazırda yürütülen çalışmaların “amatör”ce mi yoksa tüm bu çalışmaların yansıyacağı ortak bir organ çerçevesinde ve bir parti çalışması şeklinde örgütlenip örgütlenemeyeceği sorunudur.

Burada, hareketimizin en acil sorununa, hassas noktasına -örgütlenmeye- gelmiş oluyoruz. Devrimci örgütlenme ve disiplini mükemmelleştirmek mutlak gerekliliktir. Bu açıdan, eski devrimci Rusya partilerinden geride olduğumuzu açıkça kabul etmeliyiz, ve onları geçmek ve de onlardan üstün olmak için çabalarımızı bu yönde yoğunlaştırnalıyız. Geliştirilmiş bir örgütlenme olmadan, genelde işçi-sınıfı hareketimizin ilerlemesi, özelde de düzenli çalışan organı ile aktif bir partinin kurulması gerçekleşemez. Bu, meselenin bir yönü. Diğer yönden, var olan Parti organları (kuruluşlar, gruplar ve de gazeteler anlamında organlar) örgütlenme sorunlarına daha fazla dikkat göstermeli ve yerel gruplarına bu doğrultuda etki yapmalıdır.

Yerel amatörce çalışma daima aşırı şekilde kişisel ilişkilere, eğitim gurubu metotlarına yol açar, ve biz, bugünkü çalışmalarımıza çok dar olan ve aşırı potansiyel harcamasına neden olan eğitim grupları çalışması aşamasından geçtik. Sadece tek bir parti içinde kaynaşma, güçlerin idareli kullanımı ve işbölümü ilkelerini sıkıca gözlemlememizi mümkün kılacaktır, ki bu, kayıpları azaltmak ve otokratik hükümetin baskı ve çılgınca zorbalıklarına karşı olabildiğince güvenilirbir siper inşa etmek için başarılmalıdır. Bize ve Rusya “yeraltısının” büyük alanlarında saklı olan küçük sosyalist gruplara karşı var olan en güçlü modern devletin büyük mekanizması, sosyalizmi ve demokrasiyi ezmek için tüm gücünü kullanmaktadır. En sonunda bu polis devletini yıkacağımıza ikna olduk, çünkü toplumumuzun güçlü ve gelişen kısımları demokrasi ve sosyalizm yanlısıdır; fakat, hükümete karşı sistemli bir mücadele yürütmek için devrimci örgütlenmeyi ve yeraltı çalışma tekniğini en yüksek mükemmelliğe yükseltmeliyiz. Tek tek Parti üyelerinin veya ayrı üye gruplarının Parti çalışmasının değişik konularında -bazıları yayın basımında, bazıları onun sınırlardan taşınmasında, üçüncü kategoridekiler Rusya içindeki dağıtımında, dördüncüsü şehirlerdeki dağıtımında, beşincisi gizli toplantı yerleri ayarlamada, altıncısı bağışları toplamada, yedincisi hareket hakkında bilgi toplamada ve yazışmaları iletmede, sekizincisi ilişkileri devam ettirmede,vs. , vs. uzmanlaşmaları gerekir. Biliyoruz ki, bu tip uzmanlaşma, çalışma gruplarındaki normal çalışmadan çok daha fazla ölçütlülük,alçak gönüllülük ve görülmeyen günlük işlere yoğunlaşmada çok daha büyük yetenek ve gerçek kahramanlık gerektirir.

Rusya sosyalistlerive Rusya işçi sınıfı kahramanlık niteliklerini gösterdiler, ve genel olarak insan eksikliğinden şikayet etmek, günah işlemek olacaktır. Çalışan gençlik arasında demokrasi ve sosyalizm için heyecanlı, kontrol edilemeyen bir çoşkunun varlığı gözlemlenmelidir ve hapishaneler ve sürgün yerleri tıklım tıklım dolu olmasına rağmen, aydınlar arasından işçilere hala daha yardım edenler çıkmaya devam etmektedir. Eğer bu yeni taraftarlara, devrimci amaç için daha sıkı örgütlenme gerekliliği geniş çapta belirtilirse, düzenli yayınlan ve dağıtılan Parti gazetesinin örgütlenme planı rüya olmaktan çıkar. Bu planın başarılı olması için gereken şartlardan birine bakalım –gazeteye her yerden düzenli yazışma ve diğer materyallerin sağlanmasının sağlama alınması. Devrimci hareketimizin daima yeniden dirilen zamanlarda yurtdışında basılan gazetelerle dahi bu işin başarılabilecek bir amaç olduğu tarih tarafından kanıtlanmadı mı? Eğer değişik yörelerde çalışan Sosyal-Demokratlar Parti gazetesini kendilerine ait

olarak görürlerse ve onunla düzenli ilişkiyi sağlarlarsa, kendi sorunlarını ve hareketin tüm yönlerini tartışmayı kendilerine esas görev olarak koyarlarsa, o zaman hareket hakkında, hiç de karmaşık olmayan gizlilik metodları ihlal edilmeden, tam bilgi sağlanmasının güvence altına alınması mümkün olur. Sorunun diğer yönü, Rusya’nın tüm bölgelerine düzenli olarak gazetenin dağıtılması. Rusya’daki devrimci hareketin eski biçimlerinin getirdiği benzer görevden çok daha zordur, daha zordur çünkü o dönemde gazeteler bu ölçüde halk yığınlarını kapsayacak tipte değildi. Bununla beraber, Sosyal-Demokratik gazetelerin amacı, onların dağıtımını kolaylaştırır. Gazetenin düzenli olarak ve bol miktarda esas olarak dağıtılacağı yerler sanayi merkezleri, fabrika köy ve kasabaları, büyük şehirlerin fabrika yöreleri vs. olmalıdır. Böyle merkezlerde nüfusun hemen hemen hepsi işçi sınıfıdır; esasında böyle yerlerdeki bir işçi durumun ustasıdır ve polisi aldatmada yüzlerce metod bilir; komşu fabrika merkezleri ile ilişkiler olağanüstü çalışmaları ile ayırt edilir. Sosyalistlere karşı İstisnai Kanun (1878-90)[91] döneminde Alman polisi, Rusya polisinden daha kötü değil ama ihtimalen daha iyi çalıştı, yine de Alman işçileri,onların örgüt ve disiplini sayesinde, gizli gazeteyi düzenli olarak sınırlardan geçirdiler ve abone olan her eve dağıttılar, öyle ki bakanlar bile Sosyal-Demokratik gazeteyi (“Kızıl Posta”) takdir etmeden kendilerini alamadılar. Şüphesiz ki biz öyle bir başarıyı hayal etmiyoruz, fakat eğer çabalarımızı ona doğru yöneltirsek, Partimizin gazetesini yılda oniki defa çıkarabilir ve hareketin esas merkezlerindeki sosyalizm tarafından ulaşılabilen tüm işçi guruplarına düzenli olarak dağıtabiliriz.

Uzmanlaşma sorununa dönerken, uzmanlaşmanın yetersizliğinin nedeni olarak kısmen “amatör” çalışmanın hakimiyetini, kısmen de Sosyal-Demokratik gazetelerimizin genellikle örgütlenme sorununa gerekenden çok daha az önem vermelerini göstermeliyiz.

Devrimci çalışmanın “belirli bir dalındaki işçiye”, “alt kademedekiler” ile Beraber yürüdüğu bilincini, onun çalışmasının Parti için doğrudan doğruya zorunlu olduğu bilincini, onun, Rusya proletaryasının ve tüm Rusya halkının en cani düşmanını -otokratik Rusya hükümetini- boğacak ilmiği oluşturacak zincirin halkalarından biri olduğu bilincini sadece ortak bir Parti organının kurulması verebilir. Sadece bu tip uzmanlaşmaya sıkı bağlılıkla güçlerimizi idareli kullanabiliriz; yalnızca devrimci çalışmanın tüm yönlerinin az sayıda kişiler tarafından yerine getirilmesi ile kalmayacak, ayrıca günlük çalışmaların birçok yönlerinde legal işler yapma olanağı doğacaktır. Çalışmanın bu şekilde legalleşmesi, bunun çevresinde yürütülmesi, Alman Sosyal-Demokratlarının en önemli organı Vorwarts (İleri)[92] tarafından uzun zamandan beri Rusya sosyalistlerine öğütlenmektedir. İlk anda öğüte şaşılabilir fakat gerçekte özenle ilgi göstermeye değer. Çevrelerin yaptığı birçok ve değişik çalışmaların bazılarının kendi içinde legal olduklarını, bazı şehirlerdeki yerel çalışma çevrelerinde çalışmış olan hemen hemen herkes kolaylıkla hatırlayacaktır (Örneğin, işçilerin durumları hakkında bilgi toplama, birçok sorunlar üzerine legal yayın inceleme, belirli yabancı yayınlara danışma ve gözden geçirme, işçilere genel eğitim elde etmeleri için yardım etme, fabrika kanunlarını inceleme vs.). Bu tür özel işlerin özel bir grup kişi tarafından yapılması, “ateş hattındaki”devrimci ordunun (“savaş potansiyelini” azaltmadan) miktarını azaltır ve “ölen ya da yaralananları yenileyen yedektekileri çoğaltır. Bu, ancak, aktif uyelerin ve de yedektekilerin, kendi çalışmalarının partinin genel organında yansımasını görmekle ve onunla bağı sezinlemekle mümkün olur. Uzmanlaşmamızı ne kadar ilerletirsek ilerletelim, işçilerin ve yerel grupların yerel toplantıları şüphesiz ki gerekli olacaktır; fakat, bir yandan (özellikle tehlikeli polis saldırılarına açık olan ve çoğu zaman böyle tehlikeyi göze almaya uygun olmayan) devrimci kitle toplantıları belirli ölçüde az olacak ve diğer yandan özel fonksiyonlar şeklinde devrimci çalışmanın değişik dallarını seçmek, bu tür toplantıları legal toplantı biçimleri şeklinde göstermeye büyük olanak yaratacaktır. Örneğin, eğlenceler, kanun tarafından izin verilen dernek toplantıları vs. III. Napolyon döneminde ve sosyalistlere karşı İstisnai Kanun döneminde, kendi siyasi ve sosyalist toplantılarını örtmek için tüm olanaklara başvuran Fransız ve Alman işçileri değilmiydi? Rusya işçileri de buna benzer çalışmalar yapabilir.

Dahası: Sadece daha iyi örgütlenme ve ortak Parti organının kurulması ile Sosyal-Demokratik propaganda ve ajitasyonun içeriği genişleyebilecek ve derinleşecektir. Buna çok ihtiyaç duyuyoruz. Yerel çalışma, hemen hemen kaçınılmaz olarak yerel özelliklerin abartılmasına (...............) [Bu kısımın el yazmaları eksiktir] ayni zamanda ileri Demokratik bir organ olan merkezi bir organ olmadan, bu olamaz. Ancak o zaman Sosyal-Demokrasiyi demokrasi için öncü bir savaşçıya dönüştürme arzumuz gerçek olacaktır. Ancak o zaman, ayrıca, kesin siyasi taktiklerimizi çizebileceğiz. Sosyal-Demokrasi, saçma olan “gerici kitle” teorisini reddetti. O, ilerici sınıfların desteğini gerici sınıflara karşı kullanmayı en önemli siyasi görevlerden biri olarak görür. Örgütler ve yayınlar yerel karakter taşıdığı sürece, bu görev hiç de yerine getirilemeyecektir: işler teker teker “liberallerle” olan ilişkilerden ve onlardan değişik hizmetler” koparmadan öteye gitmez. Siyasi mücadelenin ilkelerini tutarlı olarak uygulayan ve demokrasi bayrağını yükseklerde tutan genel bir Parti organı ancak tüm demokratik militan unsurları kendi tarafına kazanabilecek ve Rusya’nın tüm ilerici güçlerini siyasal özgürlük için birleştirebilecektir. Ancak o zaman, işçilerin polise ve devlet kuruluşlarına ve memurlarına karşı olan gizli nefreti mutlakiyetçi hükümete karşı bilinçli nefrete, işçi-sınıfının ve tüm Rusya halkının hakları için şiddetli mücadelenin yürütülmesi için kararlılığa dönüştürebiliriz! Böyle bir temel üzerine kurulmuş, sıkı örgütlenmiş bir parti, modern Rusya’da, en büyük siyasi güç olduğunu kanıtlayacaktır!


Gelecek sayılarda Rusya Sosyal-Demokratik İşçi Partisinin program taslağını yayınlayacağız ve çeşitli örgütsel sorunlar üzerine daha detaylı tartışmaya başlayacağız.

1899’un ikinci yarısında yazıldı. İlk defa 1925’te, Lenin Derlemesi III’te yayınlandı.

Bilinmeyen biri tarafından kopya edilen elyazmalarına uygun olarak yayınlandı.

V.I. LENİN, TOPLU ESERLER, CİLT 4 (1898-Nisan 1901), s.205-221,

Lawrence & Wishart London, İngilizce Baskı, Progress Publishers, Moscow, Dördüncü Baskı 1977.

NOTLAR

(Notlardaki numaralama İngilizce baskısındaki gibi aynen korunmuştur -Ç.N.)

[80] Lenin, “Programımız,” “Şu Andaki Görevimiz” ve “Acil Bir Sorun”u sürgünde iken yazdı. Makaleler, RSDİP’nin Birinci Kongresinde Parti’nin resmi organı olması kararlaştırılan Raboçaya Gazeta içindi. 1899’da, gazetenin yayınlanmasını sağlamak için yeniden bir çaba gösterildi ve Yazı Kurulu Lenin’e editörlüğünü üstelenmesini önerdi; daha sonra onu işbirliğine çağırdı. Lenin, makaleleri Yazı Kurulu’na mektubuyla birlikte gönderdi. Yeniden yayınlama çabası başarısız olmuştu ve makaleler hiç bir zaman basılamamıştı.

[81] Rus oportünistleri, “ekonomistler” ve Bundçular, Bernstein’in görüşleri ile uyum içinde idiler. Bernstein, “Sosyalizmin Temelleri”nde kendi düşünceleriyle görüş birliğini, Rusya Sosyal-Demokratlarının çoğunluğunun görüşüymüş gibi göstermiştir.

[82] Bu, Kasım 1898’de, Zürih’te toplanan Rusya Sosyal-Demokratları Yurtdışı Birliği’nin Birinci Kongresindeki bölünmeye referanstır.

[83] Derleme, Proletarskaya Borba (Proleter Mücadele), No. 1, Urallar Sosyal-Demokratik grubu tarafından yayınlandı. 1898-99 kışında grubun kendi basımevinde basıldı. Derlemeyi hazırlayan yazarlar “ekonomist” bir tavır takındılar, işçi-sınıfının bağımsız bir partisinin gerekliliğini reddettiler ve devrimin genel bir grevle gerçekleşeceğine inanıyorlardı. Lenin, bu derlemenin yazarlarının görüşlerini Ne Yapmalı’nın IV. Kısım’daki değerlendirmesinde ele aldı.

[84] “Partimizin Taslak Bir Programı”na referanstır.

[85] Burada, 1900 baharında yeralması öngörülen Rusya Sosyal Demokratik İşçi Partisi’nin İkinci Kongresine değinilmektedir.

[86] F.P. – Lenin’in takma isimlerinden biri.

[87] Referans, Alman Sosyal-Demokratlarının organı Neue Zeit (Yeni Zaman) 'da, Temmuz 1898’de yayınlanan Plehanov’un “Bernstein ve Materyalizm” makalesinedir.

[88] Alman Sosyal-Demokratlarının Hannover Kongresi 27 Eylül’den 2 Ekim (9-14 Ekim} kadar, 1899’da toplandı. Gündemde tartışılan “Partinin Temel Görüş ve Taktiklerine Saldırı” ana noktasında Kongre, geniş bir eleştiriye tabi tutmadan Bernstein’in revizyonist görüşlerine karşı oy kullandı.

[89] 2 (14) Haziran 1897 yasası, sanayi işletmeleri ve demiryolu işyerleri için onbir buçuk saatlik çalışma gününü yürürlüğe koydu, Bundan önce, Rusya’da çalışma günü düzenlenmemişti ve 14-15 saat kadar uzundu. Çarlık hükümeti 2 Haziran yasasını işçi-sınıfına önderlik eden İşçi Sınıfının Kurtuluşu Uğrunda Mücadele Birliği’nin baskısı sonucunda yürürlüğe koymaya zorlandı. Lenin, Yeni Fabrika Yasaları broşüründe, yasanın detaylı bir analizini ve eleştirisini yapmıştır.

[90] Marx-Engels, Komünist Parti Manifestosu, Seçme Eserler, Cilt 1, Moskova, 1958, sayfa 42-43)

[91] Sosyalistlere karşı İstisnai Kanun Almanya’da 1878 döneminde uygulanmaya başlandı. Kanun, Sosyal-Demokrat Partinin tüm örgütlerini, işçi sınıfı örgütlerini ve işçi basınını yasakladı. Sosyalist yayın yasaklandı ve sosyalistleri tutuklama başladı. Kanun 1890’da geniş işçi sınıfı hareketinin baskısıyla kaldırıldı.

[92] Vorwarts (İleri) -Alman Sosyal-Demokrasisinin merkez organı; ilk defa 1876’da yayınlandı ve Wilhelm Liebknecht ve diğerleri tarafından editörlüğü yapıldı. Engels oportünizmin tüm biçimlerine karşı mücadele için gazetenin sütunlarından yararlandı. Doksanların ortalarından itibaren, Engels’in ölümünden sonra, Vorwarts Alman Sosyal-Demokrasisinde ve ikinci Enternasyonal'de hakim olan oportünistlerin makalelerini yayınlamaya başladı.