Görüşme Aldatmacası

Pazartesi, 12 Ağustos 2007

Kıbrıs sorununun burjuva-emperyalist çerçevede çözülmesine umut bağlayan gerek Kıbrıslı Rum gerekse de Türk burjuvalarımız Annan Planı referandumundan bu yana bir ilerleme kaydedilmmeesinden dolayı oflayıp puflayıyorlar.“Annan Planı temelinde çözüm” naraları atan Talat-CTP ile Hristofiyas-AKEL ve onların bu siyasi stratejilerine angaje olan sivil toplum liderleri Kıbrıs sorununda burjuva çerçevede çözüm olmaması karşısında karşı tarafın siyasi liderlerini suçlamaktan da geri duramıyorlar.   TC'deki seçimlerin ardından ve güney Kıbrıs'ta Şubat 2008 başkanlık seçiminin yaklaşması ile burjuvalar kendilerine pay koparmak için birbirleri ile yarışır duruma geldiler.

TC seçimleri öncesi Talat ve Papadopullos görüşmemek için bir dizi burjuva manevralarda bulunurlarken şimdi de yeniden görüşmek için birbirlerine çağrıda bulunuyorlar.

Daha geçtiğimiz ay Luton Town Futbol Kulübü ile maçın engellenmesini bahane gösteren Talat-TC rejimi şimdi de Papodopullos'a mı yoksa Hristofiyas'a mı dolaylı destek verecekleri konusunda bir karara varmadan Papadopullos ile görüşmeleri tartışmaya başladılar bile...

1964-1974 ve daha sonra 1977-79 doruk anlaşmaları ile prensip anlaşmasına vardıklarını ilan eden Kıbrıslı Rum ve Türk burjuva liderleri, aradan 44 yıl geçmesine karşın Kıbrıs'ta bir burjuva-emperyalist anlaşmaya varamadılar. Çünkü böylesi bir burjuva-emperyalist anlaşma sadece Kıbrıslı Rum ve Türk burjuvaları değil, aynı zamanda onların anavatanları Yunistan ve Türkiye ile, onlara gerek ekonomik, gerek siyasi gerekse de askeri destek veren AB, ABD ve İngiliz emperyalistlerinin ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. Bu çok bilinmeyenli bir denklem gibi önümüzde duran burjuva çözüm şeklinin önümüzdeki dönemde de çıkmaza gideceği artık herkese aşikardır.

KSG olarak ta başından beri Kıbrıs sorunun burjuva-emperyalist çerçevede çözülemeyeceğini, ve neden çözülemeyeceğini uzun uzun anlattık tüm barışseverlere... Siyasi mücadelede burjuva-emperyalist çözüme harcanan emek ve özverinin boşuna harcanmış olacağını anlattık. Ve bunca emeğin boşuna harcanmış olduğu artık gün gibi ortada.... CTP hükümetinin UBP hükümeti gibi TC emperyalistlerine göbekten bağımlılığını korurken aynı zamanda barış için mücadele veren güçlerin de büyük bir yıkım yaşadığı bir gerçek.

Bu günlerde burjuva-emperyalist çözüm ile ilgili görüşmeler konusunda yeniden demeçler verilmeye başlandı. Kıbrıs sorununun temelinde burjuva toprak sorununun yattığı artık burjuvalar tarafından da kabul ediliyor. Toprak sorununda dahi burjuva çözümün bunca karmaşık ve zor olduğu şartlarda buna dahi çözüm bulamayanların Kıbrıs sorununa çözüm bulması da aynı oranda imkansızdır.

Kıbrıs sorununun temelinde yatan sorunun Kıbrıs Rum ve Türk (ve diğer azınlıklardan oluşan) halkının emperyalist tahakkümden, emperyalist boyunduruktan, kurtulma sorunu olduğunu söyledik. Ancak barışsever güçler bunun yerine AB emperyalizmi çerçevesinde bir çözümün mümkün olacağında bayağı iddialı idiler. Son 7 yıllık mücadele bize bir kez daha  burjuva-emperyalist çözüm peşinde koşanların sonunun hüsran olacağını göstermiştir. 

Kıbrıs'ta toprak sorununu çözmek istiyorsak KSG'nin toprak programından başka alternatifimiz yoktur. Kıbrıs'ta büyük toprak sahiplerinin topraklarına Kıbrıs halkı olarak el koymak zorundayız. Ve onları ihtiyaçlı işçi, yoksul köylü ve memurların kullanımına vererek yaşamlarını iyileştirebiliriz. Böylece de toprak üzerinden burjuvaların yaptığı spekülasyon ve vurgunlara da son vermiş oluruz. Sorun sadece kuzey Kıbrıs'taki toprakların sorunu değildir. Gerek güney gerekse de kuzey Kıbrıs toprak spekülasynundan vurgunlar yapan burjuvaların arenasıdır. Bu spekülasyonu sadece yerli burjuvalar yapmamaktadır. Uluslararası sermaye de aynı oranda ya doğrudan ya da dolaylı olarak bunda rol alıyor. Oteller, casinolar... Turizm gelirlerinden sadece yerli sermaye çevreleri değil uluslararası sermaye de azami karlar elde ediyorlar.

Ve şimdi de Kıbrıs denizlerinde petrol gündeme gelmiştir. Petrol adını duyan uluslararası burjuva-emperyalistlerin salyaları akmaya başladı bile...

Kıbrıs halkını Kıbrıs sorunu ile diken üstünde tutan, yerli ve yabancı burjuvaları besleyen bu bağlar kesilmeden Kıbrıs halkı barışa ulaşamayacaktır.

Kıbrıs'ta emperyalizmi ayakta tutan burjuvaların iktidarına son verilmeden  Kıbrıs halkı barışa ulaşamayacaktır.

Kıbrıs'ta gerçek barış isteyen herkes, Kıbrıs'ta toprak sorununa adil çözüm isteyen herkes, Kıbrıs'ta kolonlar-yerleşikler sorununa çözüm bulmak isteyen herkes, Kıbrıs'ta insanca yaşamak isteyen herkes KSG/KSP'nin Anti-Emperyalist Birleşik Cephe Programı'nı idrak etmek zorundadır.

Çünkü Kıbrıs halkının önünü ancak KSG/KSP'nin Anti-Emperyalist Birleşik Cephe Programı açabilir.