XVI.Ulusal Meclis ve Hükümetler

ULUSAL MECLİS VE HÜKÜMETLER 77

FRANKFURT Ulusal Meclisi, Prusya kralını Almanya (Avusturya dışında) imparatoru olarak seçtikten sonra, ona tacı sunmak üzere Berlin’e bir kurul gönderdi. Friedrich Wilhelm öteki temsilcileri 3 Nisan günü kabul etti. Onlara Almanya’nın bütün öteki prensleri üzerinde, halk temsilcilerinin oyunun kendisine vermiş bulunduğu öncelik hakkını kabul etmesine karşın, öteki prenslerin kendi üstünlüğünü ve ona haklarını veren Reich anayasasını tanıyacaklarından emin olmadıkça imparatorluk tacını kabul edemeyeceğini bildirdi. Bu anayasanın onlar tarafından onaylanabilecek gibi olup olmadığını incelemenin, Almanya hükümetlerinin işi olduğunu da ekledi. Sözünü, imparator olsun olmasın, onu her zaman iç ve dış düşmana karşı kılıcını çekmeye hazır bulacaklarını söyleyerek tamamladı. Onun bu sözünü, Ulusal meclis bakımından hayli şaşırtıcı bir biçimde, nasıl tuttuğunu göreceğiz. [sayfa 109]

Frankfurt bilgeleri, ince eleyip sık dokuyan diplomatik bir soruşturmadan sonra, bu yanıtın tacın bir reddi anlamına geldiği sonucuna vardılar. O zaman (12 Nisan), Reich anayasasının ülke yasası olduğunu ve korunacağını kararlaştırdılar; ve bir çıkar yol göremedikleri için, anayasanın yürürlüğe konma araçları üzerinde öneriler yapmakla görevli otuz kişilik bir komite seçtiler.

Bu karar, o zaman Frankfurt meclisi ile Alman hükümetleri arasında patlak veren çatışmanın işareti oldu. Burjuvazi, ve özellikle küçük-burjuvazi, birdenbire yeni Frankfurt anayasasından yana olduklarını açıkladılar. “Devrimi kapayacak” anı artık daha çok bekleyemezlerdi. Avusturya ve Prusya’da ordunun işe karışmasıyla, devrim şimdilik bitmişti. Sözü geçen sınıflar, bu işi daha yumuşak bir biçimde yapmayı yeğ tutarlardı, ama seçim ellerinde değildi; olan olmuştu ve hemen aldıkları ve kahramanca uygulamaya koyuldukları karardan en iyi biçimde yararlanmak gerekiyordu. İşlerin görece iyi gittiği küçük devletlerde burjuvazinin uzun süreden beri özlüğüne en iyi uyan o olağanüstü ama güçsüz olduğu için kısır parlamenter ajitasyona yeniden daldığı görüldü. Almanya’nın tek tek alınan çeşitli devletleri, bundan böyle dingin bir anayasal gelişme yoluna girmelerini sağlayacağı düşünülen yeni ve kesin biçime erişmiş gibi görünüyorlardı. Bir tek sorun açık kalıyordu: Siyasal konfederasyonun yeni Germanik örgütlenmesi sorunu. Ve hâlâ tehlikeye gebe gibi görünen tek sorun olan bu sorunun hemen çözülmesi zorunlu bulundu. Burjuvazi tarafından, anayasayı elden geldiğince çabuk tamamlamak için, Frankfurt meclisi üzerinde yapılan baskının nedeni budur; gecikmeden kararlı bir düzen kurma amacıyla, yüksek ve orta burjuvazinin bu anayasayı, ne olursa olsun kabul etme ve desteklemekte gösterdikleri göz pekliğinin nedeni budur. Öyleyse Reich anayasası için ajitasyonun ilk kaynağı gerici bir duygu içinde bulunuyor ve kökenini uzun zamandan beri devrimden bezmiş sınıflardan alıyordu.

Ama dikkate değer bir başka şey daha var. Gelecekteki Alman anayasasının temel ilkeleri, 1848 ilkyaz ve yazının ilk ayları sırasında, halk kaynaşması henüz en yüksek [sayfa 110] noktasında bulunduğu bir zamanda oylanmıştı. Oylanan kararlar, o sırada tamamen gerici de olsalar, şimdi Avusturya ve Prusya hükümetlerinin keyfî davranışlarından sonra, son derece liberal ve hatta demokratik görünüyorlardı. Karşılaştırma ölçeği değişmişti. Frankfurt meclisi manen intihar etmeden, bir kez oylanmış bulunan bu hükümetlerin üzerine çizgi çekemez ve Reich anayasasını, Avusturya ve Prusya hükümetlerinin elde kılıç zorla söyleyip yazdırdıkları anayasalara benzetemezdi. Ayrıca görmüş bulunduğumuz gibi, meclisteki çoğunluk yer değiştirmişti ve liberal ve demokratik partinin etkisi büyüyordu. Böylece Reich anayasası, sadece görünüşteki, salt halkçı kökeni ile ayrılmakla kalmıyordu, ama aynı zamanda, bütün çelişkilerine karşın, tüm Almanya’nın en liberal anayasasıydı da. En büyük eksikliği, hükümlerini yürürlüğe sokmak için hiçbir güce sahip bulunmayan bir kâğıt parçasından başka bir şey olmaması idi.

Bu koşullarda, sözümona demokratik partinin, yani küçük-burjuvalar yığınının, Reich anayasasına dört elle sarılması doğaldı. Bu sınıf istemlerinde, kralcı-anayasacı liberal burjuvaziden her zaman ileri olmuştu; daha cesur bir tutum benimsemiş, birçok kez silahlı bir direnme tehdidinde bulunmuş ve özgürlük için savaşımda kanını ve yaşamını verme vaatlerini esirgememişti; ama tehlike zamanı ortalıkta görünmeyişinin kanıtını da birçok kez vermiş bulunuyordu ve gerçekte, hiçbir zaman, her şey yitirilmiş de bulunsa, kendini hiç değilse, işlerin şu ya da bu biçimde bir düzene girmiş olduğunu bilmekle avuttuğu kesin bir yenilgi ertesinde olduğu kadar rahat bir nefes almıyordu. Sonuç olarak büyük bankacıların, sanayici ve tecimenlerin katılması daha sakıntılı bir nitelik taşıdığı ve daha çok Frankfurt anayasası yararına basit bir gösteri olduğu halde, onların hemen altındaki sınıf, bizim yiğit demokrat küçük-burjuvalarımız, büyük bir tumturakla konuşuyor ve her zamanki gibi Reich anayasasını yerde bırakmaktansa, kanlarını son damlasına kadar dökeceklerini ilan ediyorlardı.

Reich anayasasının hemen kabulü için bu iki parti, yani anayasal krallığın burjuva yandaşları ile azçok demokratik küçük-burjuvazi tarafından yürütülen ajitasyon hızla alan [sayfa 111] kazandı ve en güçlü ifadesini çeşitli devletlerin parlamentolarında buldu. Prusya, Hannover, Saksonya, Baden, Wurtemberg meclisleri, anayasadan yana çıktılar. Hükümetler ile Frankfurt meclisi arasındaki savaşım korkutucu bir nitelik kazandı.

Bununla birlikte, hükümetler hızlı davranıyorlardı. Prusya meclisleri, anayasayı gözden geçirmek ve onaylamakla görevli olduklarına göre, anayasa-dışı bir biçimde dağıtıldılar; Berlin’de hükümet tarafından tasarlanarak kışkırtılmış karışıklıklar patlak verdi ve ertesi gün, 28 Nisan günü, Prusya hükümeti, içinde Reich anayasasının, değiştirme ve arındırılması Almanya hükümetlerine düşen en anarşik ve en devrimci türden bir belge olarak gösterildiği bir genelge yayınladı. Böylece, Prusya, Frankfurt bilgelerinin durmadan böbürlendikleri ama bir türlü kuramadıkları o egemen kurucu iktidara açıkça karşı çıkıyordu. Böylece resmen ilan edilmiş bulunan bu anayasayı bir karara bağlamak için, eski federal diyetin bir yenilenmesinden başka bir şey olmayan bir prensler kongresi toplantıya çağrıldı. Ve aynı zamanda Prusya, askerî birliklerini Frankfurt’tan yaya üç günlük uzaklıkta bulunan Kreuznach’ta topluyor ve küçük devletleri, Frankfurt meclisine katılır katılmaz kendi meclislerini dağıtarak, verdiği örneği izlemeye çağırıyordu. Bu örnek, Hannover ve Saksonya tarafından hızla izlendi.

Sorunun ancak silah gücü ile çözülebileceği açıktı. Hükümetler arasındaki düşmanlık, halk içindeki kaynaşma her gün ‘daha belirgin biçimler alıyordu. Ordu her yerde, ve Almanya’nın güneyinde büyük bir başarı ile, demokrat burjuvalar tarafından işlenmişti. Her yerde Reich anayasası ile Ulusal meclisi, eğer gerekiyorsa elde silah destekleme kararı alınan büyük yığın mitingleri düzenliyordu. Köln’de aynı erekle, Ren Prusyası’nın tüm belediye meclisi temsilcilerinin bir toplantısı düzenlendi. Pfalz’da, Bergen dukalığında, Fulda’da, Nuremberg’de, Odenwald’da, köylüler yığın yığın toplandılar ve esriyecek derecede coştular. Fransız Kurucu Meclisi tam bu sırada dağılıyor ve zorlu çalkantılar arasında yeni seçimler hazırlanıyordu; oysa Almanya’nın doğu sınırı üzerinde Macarlar, bir aylık bir süre içinde bir parlak [sayfa 112] zaferler dizisi ile Avusturya istila dalgasını Tisza’dan78 Leitha’ya79 kadar püskürtmüşlerdi ve her gün bir baskınla Viyana’yı almaları bekleniyordu. Her yerde halkın imgeleme yetisi böylece en yüksek derecede kızıştığı ve hükümetlerin saldırgan siyasası kendini her gün daha açık bir biçimde gösterdiği için, zorlu bir çatışmadan kaçınılamazdı ve savaşımın barışçı bir sonuca bağlanacağına, ancak tabansız avanaklık kendini inandırabilirdi. Ama bu tabansız avanaklık, Frankfurt meclisinde geniş ölçüde temsil ediliyordu. [sayfa 113]

Londra, Temmuz 1852