TC ve Dünya Bankası'ndan aldıkları direktiflerle Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısını çalışan kesimlere dayatmak isteyen hükümet duvara çarptı. Uzun yıllar Sosyal Güvenlik yasası konusunda çalışma yürüten sendikaların devre dışı bırakılarak hazırlanan yasa Dünya Bankası ve TC'nin istekleri doğrultusunda hayata geçirilmeye kalkışılınca kamu sendikaları ayağa kalktı. Onbinlerce çalışanın meydanları doldurarak ''Bu memleket bizim, biz yöneteceğiz'' şiarını bugün CTP hükümeti unutmuş durumda. Meydanları dolduranlara önderlik eden BMBP üyesi sendikalar devre dışı burakıldı ve bu memleketi yine bir avuç sermaye çevreleri yönetmeye tekrardan başladı. On binlerin gündemi belirlediği günler artık tekrardan TC ve sermaye çevrelerinin gündemi belirlemesini getirdi. KTOES sendikası taput ve helva ile hükümeti protesto ederken KTÖS ise bir günlük uyarı grevi ile hükümete karşı cephe aldı.
Sendikaların bu eylemleri karşısında öğretmenleri ''açgözlü'' ilan eden hükümet yetkilileri Eroğlu-Denktaş statükocu rejiminin değiştirilmesinde büyük katkıları olan öğretmenleri ve kamu çalışanlarını ''statükocu'' ve ''kızılelmacı'' ilan etti. Öğretmen ve kamu çalışanlarının güçlü eylemleri karşısında hükümet göz boyama harekatına geçti. √áalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sonay Adem halahazırda Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilen Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı'nı sendikalarla görüşmek istediğini açıklayarak hükümetin ne kadar iki yüzlü olduğunu sergiledi. Gerçekten de çalışanlarını temsil eden sendikaların görüşleri isteniyorsa bu çalışanların temsilcisi olan sendikalarla ortaklaşa neden bir komisyon oluşturulmadı ki? Kaldı ki, bu memleketi çalışanlar yönetecekse tüm yasa tasarılarında çalışanların temsilcilerinin ta başından beri bulunmaları gerekmiyor mu? CTP, temsili demokrasi örtüsünü kullanarak seçimlerden sonra çalışanları devre dışı bıraktı. İşveren temsilcileri ile el ele sermaye çevrelerine ülkeyi daha cazip getirmek için yeni yasalar devreye koymaya başladı. CTP hükümetinin bu yaklaşımı ''Bu memleket bizim, biz yöneteceğiz'' şiarının ayaklar altına alınmasın açık bir göstergesidir. ''Bu memleket bizim, biz yöneteceğiz'' şiarı hayat bulmamıştır! ''Bu memleket bizim, biz yöneteceğiz'' şiarı ancak Kıbrıs Sosyalist Partisi'nin Anti-Emperyalist Birleşik Cephe Hükümeti Programı ile hayat bulabilir!